İslamda Şüpheli Şeylerden Kaçınmak

İslama göre şüpheli olan şeylerden sakınmak.İslamda rızkını helalden temin etmek.İslamda Haramlardan ve şüpheli şeylerden sakınmanın hükmü.
İnsanoğlu eşrefi mahlukat (yaratılanların en şereflisi) olarak yaratılmış ,gayesiz ve başı boş bırakılmamıştır."İnsan sanırmı ki başı boş bırakılacaktır?" (kıyame 36)ayeti kerimesi de bu hususun şahididir.

Dünya -ahiret saadeti için helaller,haramlar beyan edilmiş,haram olan her şeyin habis ve murdar ,helallerin ise,aslında temiz ve kulların menfeatine olan şeyler olduğu Peygamberler ve onlara gönderilen ilahi kitaplar vasıtasıyla bildirilmiştir.Bu husus ayeti kerimede şöyle izah edilmiştir:

"...(O Peygamber) temiz ve hoş şeyler onlara helal,murdar şeyleri üzerlerine haram kılar."(A'raf )

"Ey insanlar yerzüzündeki şeylerden helal ve tertemiz olan şeyleri yiyiniz"(Bakara 168)

"Sana soruyorlar kendileri için helal kılınan şey ne?De ki,sizin için bütün temiz niğmetler helal kılınmıştır."(Maide 4)

"De ki, Allah'ın Kulları için ortaya çıkardığı ziyneti,temiz ve hoş yiyecekleri kim haram kılmıştır?"(A'raf 32)

"Ey İman edenler!Allahın size helal kıldığı niğmetlerin temizlerini kendinize haram kılmayınız"(Maide 87)

Peygamber (s.a.v.)Efendimiz de bir hadisi şeriflerinde şöyle buyururlar:
"Allah güzeldir. Ancak güzel şeyleri kabul eder.Allah Peygamberlerine emrettiğini müminlere de emretti.Hak teala şöyle buyurur:

"Ey Rasüller! Helal ve temiz şeylerden yiyin ve güzel işler işleyin." (Mü'minün 51) Yine: Ey iman edenler size kısmet ettiğimiz rızıklardan en temiz olanlarından yiyiniz "(Bakara 122)

Bu Ayetleri okuduktan sonra Efendimiz (s.a.v.),uzun yolculuğa çıkmış,dağınık,üstü başı perişan ve "Ya Rabbi Ya Rabbi" diye dua etmekte olan bir adamı anlatarak "Onun yediği haram içtiği haram,giydiği haram ve haram ile beslenmiş .Böyle bir kimsenin duası nasıl kabul olunur" buyurmuşlardır.(Levakıhül-envar s.144)

İmandan sonra en büyük mükellefiyet ,farzları eda etmek ve haramlardan sakınmaktır.
Vücudu hastalıklardan korumak,onu tekamül ettirmekten daha evvel gelir.Temizlenmeden süslenme;çamurlu ayakkabıya boya sürmek gibidir.

Salih amellerin neticesi,itikadi lekelerden temizlenmek,sevapları yiyip bitiren haramlardan sakınmakla elde edilir.

Abdullah Bin Ömer (R.Anhüma): "Namaz kılmaktan yay gibi,oruç tutmaktan çöp gibi kalsanız da,haram ve şüphel şeylerden kaçınmazsanız,Allah o ibadetleri kabul etmez."(Ruhul beyan tefsiri)buyurmuşlardır.

Mecelle'nin mukaddimesinde" Kötülükleri ve zararları def etmek,onlardan korunmak,menfeat celb etmekten ,iyilik yapmaktan daha faziletlidir"hükmü geçmekterdir.

Bu hususta Peygamber (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmaktadırlar:

"Bir kimse on akçeye bir elbise alsa,o on akçenin bir tanesi haram olsa, o elbise o kimsenin üstünde kaldığı müddetçe kıldığı namaz kabul olmaz."
(imamı gazali .kimyayı saadet c.s.517)

Diğer bir hadisi şerifte de: "Kşinin Allah için haramlardan sakınması ,onun Allah yolunda cihad etmesinden daha hayırlıdır."buyrulmuştur.Bu Hafis şerifi izah eden alimler; "Allah yolunda cihat,farzdır.Ancak haramlardan sakınmak zordur ve nefisle olan cihattır.Nefis ile olan cihad ise en büyük cihattır." demişlerdir.

İmamı Rabban-i (K.S)Hz.Mektubat- şerifede ; "Kurtuluşun temeli iki cüz üzerinedir.Emirlere sarılmak ve nehiylerden (yasaklardan)kaçınmak.Bu iki cüzden daha mühim olanı da kendisinden vera ve takva diye tabir olunan son cüzdür." (cild 1.m 76) buyurduktan sonra haramlardan kaçınmanın önceliği ile alakalı şöyle buyururlar:

"Haramlardan kaçınmak iki kısımdır.
1- Allahü Tealalnın hakları ile alakalı olan kısım.
2- Kulların hakları ile alakalı olan kısım.
İkinci kısma riayet ermek birinci kısma olan riayetten daha mühimdir.Zira cenabı Hak mutlak zengindir.Merhamet edenlerin en merhametlisidir.Kullar ise fakir,muhtac ve cimridirler.

Rasülüllah (s.a.v.)efendimiz " Her kimin üzerinde ,kardeşine karşı namusundan veya başka bir şeyinden dolayı bir haksızlık bulunursa,dinar ve dirhemin geç(Helalleşmeden önce giderse) Eğer bu kimse için salih amel varsa zulmettiği kadar o amelinden alınır.(Zulmettiği kimseye verilir).
Eğer iyilikleri yoksa zulmettiği kişinin kötülüklerinden alınır ve zulmedene yüklenir."buyurmuştur.

Yine Rasülüllah (s.a.v.) Efendimize bir gün meclisinde ,Ashabına şöyle sordu:

"Müflis kimdir ,bilirmisiniz?" şöyle dediler:Bizce müflis ,parası ve meta-ı olmayandır."Bunun üzerine Rasülüllah (s.a.v.) efendimiz ;
"Ümmetimden müflis odur ki;kıyamet günü ;namaz,oruç ve zekatla gelir.Halbuki falana sövmüş,falana iftira atmış,falancanın malını yemiş falanın kanını akıtmış,falanı da dövmüştür.Bunun üzerine onun hasenatından ona buna verilir.Üzerinde bulunan haklar bitmeden ,kendi hasenatı tükenirse,o zaman onların hatalarından alınır,kendilerine yüklenir.Daha sonra,doğru cehenneme atılır." buyurmuşlardır. (İmamı Rabbani Mektubat-ı şerif.c.1 m.76)

İbnü'l Kümeyt namında bir zattan şöyle naklolunmuştur:"Bir gece yatsı namazında ,mescidimizin imamı zilzal Süresini okumuştu.Namaz bitmiş mescit boşalmışltı.Mescidin kandilini söndüreceğim sırada ,İmamı Azam hz. tek başına bir köşede oturarak sadrının hararetiyle korku içinde nefes aldığını ve okunan ayeti kerimelerle ilgili gayet hüzünlü bir tefekküre daldığını gördüm.Huzurunu bozmamak için ,zaten yağı bitmek üzere olan kandili kapatmadan mescidten dışarı çıktım.Sabah ezanını okumak üzere mescide doğru yaklaştığım sırada,baktım ki,kandil hala yanıyor! Teaccüp ederek içeri girdim.İmamı Azam hala oradaydı.Onun hürmetine Allah kandili söndürmemişti.Ayakta kıbleye karşı dönmüş,sakalını eliyle kavramış Hz.Allah'a;

"Ey Kullarını zerre miktarı dahi olsa,hayır işlerini hayırla,ve ey kullarının zerre miktarı dahi olsa,şer işlerini şer ile karşılıklarını veren Allahım! Numan kulunu cehennem azabından ve ona yaklaştıracak olan amellerden himaye eyle,Rahmetinin genişliğine dahil eyle'diye yalvarıyordu.İleriye varınca beni gördü."Kandili almak mı istersin?" dedi.hayır Efendim ,Sabah namazı için ezan okudum "deyince "öyle ise,bu gördüğün ahvali gizle,kimsye söyleme"dedi ve yatsı abdesti ile ,herkesle beraber sabah namazını kıldılar."
(Mevahibür-Rahman fi menakı-i Hanifetin-Numan).