Bir kadın kuma olarak ikinci eşliği neden kabul eder

Kadınlar ikinci eş olmayı neden ve nasıl kabul ediyorlar?
TV kanallarının dinimizde kusur aramak için yaptığı ve oldukça da yüksek reyting yakaladığı programlar, bir yandan İslam'ın dolaylı olarak tebliğine vesile olurken öte yandan bazı kafaları da karıştırdığı muhakkak.


Son programlar İslam'daki çok eşliliği gündeme taşımış, önüne gelen fikir beyan etmiş, İslam Hukuk Metodolojisinden bihaber ama bir miktar dini kültürü olan kimileri çok evliliğin bir ruhsat olmayıp emir olduğunu, hatta çok evliliğin dört eşle sınırlı olmayıp sonradan sınırlandırıldığı iddialarında bile bulunulmuştur..


Bu konuya aslında diyanetin ve ilim adamlarının ciddi biçimde eğilmesi ve topluma aşılanmaya çalışılan şüpheleri izale etmeleri gerekir. Ama henüz bu konuda sadra şifa bir yayın yapılmadığı için tereddütler giderilmiş değil. Geçenlerde bir üniversite öğrencisinin sırf çok evliliği tartışmak için bana gelmesi üzerine aşağıdaki notları düşme zarureti hissettim.


Öncelikli olarak tespit etmemiz gereken nokta çok evliliği İslam'ın getirmemiş olması, var olan çok evliliği dört kadınla sınırlaması, bunu da yapılmadığı takdirde kulun günaha gireceği bir emir olmayıp bir ruhsat olarak belirlemesidir. Hanımı doğurgan olmayan bir kocanın, kısır olan hanımını boşamak yerine doğurgan ikinci bir hanım ile evlenmesi bir ruhsattır. Hanımı hasta olan bir kocanın sağlıklı ikinci bir hanım ile evlenmesi de bir ruhsattır. Savaş deprem ve benzeri afetler sonunda kadınların sayısının ereklerden fazla olması halinde de birden fazla evlilik bir ruhsattır. Bu ruhsatlar dışında çok eşlilik yapılmaz mı? Siz ne derseniz deyin yapılıyor. Üstelik çok yaygın bir şekilde yapılıyor.
Burada, sistemin resmen tanımadığı bir ortamda, karşımıza, "Dinen cevaz olsa bile birden fazla kadınla evlenmek ne kadar sağlıklıdır?" sorusu çıkmaktadır.
Resmi nikahı bulunmayan hanımların genelde mağduriyet ihtimali yüksek olduğu için ben şahsen cevaz olsa bile Türkiye şartlarında birden fazla hanımla evlenmeyi sağlıklı bulmam. Çünkü resmi nikahı olmayan hanımın hukukunu koruyacak resmi hiçbir müeyyide yoktur. Karıkoca arasındaki ihtilaflarda resmi nikahı olmayan hanım özellikle de beyin vicdansızlığı halinde mağdur olacaktır.
İkinci üçüncü veya dördüncü eşler kocanın vicdanından başka hiçbir himayeye sahip değildirler. Dolayısıyla resmi nikahı bulunmayan eşlerin hukukları her an ihlal edilebilir.
Tabi burada sadece erkekleri suçlamak da çok mantıklı değildir. Genelde soru tek taraflı soruluyor. Neden erkekler birden fazla kadınla evleniyor deniyor. Oysa eğer bir sorumluluk varsa erkeğin olduğu kadar kadının sorumluluğu da vardır.
Soru "neden erkekler ikinci kadınla evleniyor ve kadınlar ikinci eş olmayı neden ve nasıl kabul ediyorlar?" şeklinde sorulursa daha insaflı olur.
Şu tespiti de yapmakta fayda umuyorum ki, şehirlerdeki çok evlilikler kırsaldaki çok evlilikten daha fazla sorunludur! Zira, çok eşlilik kırsalda açıktan yürütüldüğü için resmi nikahı olmasa da ikinci üçüncü eş kocasının evindedir ve onun himayesindedir. Toplumun ve çevrenin baskısı ikinci eşin hukukunu korumada çok önemli bir etkendir. Oysa büyük şehirlerdeki çok evlilik genelde gizlidir. Gizli olduğu için de ikinci eş çevrenin desteğinden ziyade gizli ilişki içinde olduğu için güvenilmez ve itimat edilmez konumdadır. Şehirlerdeki çok eşli erkeklerin hepsi değilse de bir çoğu metres hayatını dini nikah ile meşrulaştırma yolunu seçmiş gibidir. Resmi nikahlı eşinden ve ailesinden gizlediği için ikinci eşe seyrek uğranmakta dolayısıyla İslam'ın cevaz verdiği çok eşlilik hukukuna riayet edilmemekte ve hem gizli nikah hem de adaletsizlik sebebiyle beyler sorumlu duruma düşmektedir. Binaenaleyh bu şekilde çok evliliğin - gizli nikah tartışmalı olmakla beraber- dinen cevaz noktası bulunsa bile dindarları rencide edecek bir netice söz konusu olduğu için müminlerin kaçınması gerekir.
İslam hukukunun uygulanmadığı ve haklarının korunmadığı bir ortamda ikinci eş olmayı kabul eden kadınlar, kusura bakmasınlar ama haksızlığa uğradıkları zaman bunun sorumlusu kendileri olacaktır.
Binlerce çiftin dini nikah ile çok eşli olarak yaşadığı ve fiili bir durum oluşturduğu ülkemizde yönetimin ikinci eş konumundaki hanımların hukukunu korumaya yönelik yasal düzenleme yapmaması ise siyasetçilerin üzerinde tartışması gereken bir konudur!
Özetle diyorum ki, hastalık, kısırlık, kadın nüfüsunun erkeklerden fazla olması ve benzeri sebeblerle bir ruhsat olan çok evlilik farziyet gücünde bir emir değildir. Türkiye gibi resmi nikahı olmayan hanımların hukukunun korunmadığı ortamlarda çok evlilikten uzak durulmalıdır.
Bir hanım bu şartlarda bile ikinci eş olmayı içine sindiriyorsa bize söz söylemek düşmez, herkes özgürdür.
Biz sadece uyarırız.