İSLAMDA CENNET İNANCI
İslama göre cennet inancı nasıldır?İslamda cennete inanmanın önemiislamda cennet inancı İmanın temel esaslarından biridir.Zira imanın şartlarından biride Ahiret gününe ,öldükten sonra dirilmeye,cennet ve cehenneme inanmaktır.Cennetin varlığı nas ( Ayetler) ile sabit olduğundan inkar eden kafir olur.
Şöyleki,İslâm’a göre ‘cennet’, peygamberlerin davetine uyarak Allah’tan gelen hak dine inanan, salih amel işleyen, Allah’tan hakkıyla korkup sakınan kullar için hazırlanmış olan mutluluk ve mükafat yurdunun adıdır. Kıyamet’ten sonra Mahşer günü Hesap ve Mizan gerçekleşecektir. Dünyada iken iman edip, Allah’ın koyduğu ilkelere uygun yaşayanlar, Allah’a hakkıyla şükredenler ve her konuda O’na itaat edenler, bu yaptıklarının karşılığını görmek üzere Cennet’e gideceklerdir. Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’de sık sık bu Cennet’in mü’minler için hazırlandığını ve orayı hak edenlerin orada sonsuza kadar (ebediyyen) kalacaklarını hatırlatıyor.[1] Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şerifler Cennet’i çeşitli özellikleriyle insanlara tanıtıyorlar. Cennet hakkında verilen bilgiler, insanların dünyada tanıdıkları eşyalara benzemektedir. Çünkü onların tanıdığı nesneler dünyada gözlerinin önünde, bildikleri ya da taddıkları şeylerdir. Hoşlarına giden ve güzel gördükleri bu gibi nesnelere ve nimetlere kavuşmak isterler. Ağızlara tad veren lezzetleri, insana huzur ve saadet veren güzellikleri elde etmeyi arzularlar. Kur’an ve hadisler Cennet’i insanların tanıdığı özelliklerle veya bildikleri kelimelerle tanıtıyorlar ama Cennet’in hiç bir şeyi tıpkı dünyadakiler gibi değildir. Kur’an şöyle diyor: “Artık hiç bir nefis, yapmakta olduklarına karşılık olmak üzere, kendileri için gözler aydınlığı olarak nelerin (sayısız nimetlerin) saklandığını bilmez.” (Secde: 32/17) Bir kutsí hadis’te şöyle buyuruluyor: Ebu Hureyre (ra) anlattı: Peygamberimiz (sav) buyurdu ki; “Allah (cc) şöyle dedi: ‘Ben, salih kullarım için Cennet’te hiç bir gözün görmediği, hiç bir kulağın işitmediği ve hiç bir insanın hatırına gelmeyen nimetler hazırladım.’ Sonra da Secde: 32/17. ayeti hatırlattı.”[2] Cennet, dünyada iken İslâma iman edip, salih amel işleyenler için hazırlanmış bir ni’met yurdudur. İnsan, Allah’a ibadet etmek için yaratılmıştır. Onun dünyaya geliş amacı budur. Yaratılışın yasası bunu gerektirir. Yaratılış amacı bu olduğu gibi, insanın yaşaması için verilen her şey onun şükretmesini gerektirir. Yeryüzündeki her şey Allah’a aittir ve O’nun tarafından bir çoğu insanın hizmetine verilmiştir. İnsan bu bakımdan, kendine bunca nimetleri veren Rabbine şükür borcu içerisindedir. İnsan, Rabbine teslim olur, O’nun emirlerine itaat eder, O’nun yasaklarına uyar, ibadeti yalnızca O’na yaparsa hem kulluğunun gereğini yapar, hem de şükür borcunu yerine getirir. İnsan zaten bunu yapmak zorundadır. Cennet ise, bütün bu kulluk görevlerini yapan müttaki (Allah’tan hakkıyla korkup çekinen) kimselere Allah’ın bir ödülüdür, yaptıklarının karşılığıdır. İnsan öncelikli olarak yaratılış gereği olarak Rabbine itaat emeli ve O’nun rızasını kazanmaya çalışmalı, verilen ni’metlere şükretmeye gayret göstermeli. Bütün bunları yaparken de hedefi bu ‘mükafat yurdunu ve oradaki nimetleri’ kazanmak olmalıdır. Öyleyse bir müslümanın ‘Cennet’i kazanmak için gayret göstermesi, bu amaçla ibadet yapması, bu sonuca kavuşmak için Allah’a itaat etmesi yanlış bir şey değildir. Çünkü Allah (cc) itaat eden kullarına Cennet gibi bir mükâfatı söz veriyor. [3] [1] Nisa: 4/124; Hûd: 11/23; Ğafir: 40/40; Tevbe: 9/72; İbrahim: 14/23. vd. [2] Müslim, Cennet: 2, Hadis no: 2824, 1/4/2174; Buharí, Bed’ü’l Halk: 8, 4/143, Tefsir: 32, 6/145; Tirmizí, Tefsir: 33, Hadis no: 3197. 5/346. [3] Hüseyin K. Ece, İslam’ın Temel Kavramları, Beyan Yayınları: 107-108.
Şöyleki,İslâm’a göre ‘cennet’, peygamberlerin davetine uyarak Allah’tan gelen hak dine inanan, salih amel işleyen, Allah’tan hakkıyla korkup sakınan kullar için hazırlanmış olan mutluluk ve mükafat yurdunun adıdır. Kıyamet’ten sonra Mahşer günü Hesap ve Mizan gerçekleşecektir. Dünyada iken iman edip, Allah’ın koyduğu ilkelere uygun yaşayanlar, Allah’a hakkıyla şükredenler ve her konuda O’na itaat edenler, bu yaptıklarının karşılığını görmek üzere Cennet’e gideceklerdir. Allah (cc) Kur’an-ı Kerim’de sık sık bu Cennet’in mü’minler için hazırlandığını ve orayı hak edenlerin orada sonsuza kadar (ebediyyen) kalacaklarını hatırlatıyor.[1] Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şerifler Cennet’i çeşitli özellikleriyle insanlara tanıtıyorlar. Cennet hakkında verilen bilgiler, insanların dünyada tanıdıkları eşyalara benzemektedir. Çünkü onların tanıdığı nesneler dünyada gözlerinin önünde, bildikleri ya da taddıkları şeylerdir. Hoşlarına giden ve güzel gördükleri bu gibi nesnelere ve nimetlere kavuşmak isterler. Ağızlara tad veren lezzetleri, insana huzur ve saadet veren güzellikleri elde etmeyi arzularlar. Kur’an ve hadisler Cennet’i insanların tanıdığı özelliklerle veya bildikleri kelimelerle tanıtıyorlar ama Cennet’in hiç bir şeyi tıpkı dünyadakiler gibi değildir. Kur’an şöyle diyor: “Artık hiç bir nefis, yapmakta olduklarına karşılık olmak üzere, kendileri için gözler aydınlığı olarak nelerin (sayısız nimetlerin) saklandığını bilmez.” (Secde: 32/17) Bir kutsí hadis’te şöyle buyuruluyor: Ebu Hureyre (ra) anlattı: Peygamberimiz (sav) buyurdu ki; “Allah (cc) şöyle dedi: ‘Ben, salih kullarım için Cennet’te hiç bir gözün görmediği, hiç bir kulağın işitmediği ve hiç bir insanın hatırına gelmeyen nimetler hazırladım.’ Sonra da Secde: 32/17. ayeti hatırlattı.”[2] Cennet, dünyada iken İslâma iman edip, salih amel işleyenler için hazırlanmış bir ni’met yurdudur. İnsan, Allah’a ibadet etmek için yaratılmıştır. Onun dünyaya geliş amacı budur. Yaratılışın yasası bunu gerektirir. Yaratılış amacı bu olduğu gibi, insanın yaşaması için verilen her şey onun şükretmesini gerektirir. Yeryüzündeki her şey Allah’a aittir ve O’nun tarafından bir çoğu insanın hizmetine verilmiştir. İnsan bu bakımdan, kendine bunca nimetleri veren Rabbine şükür borcu içerisindedir. İnsan, Rabbine teslim olur, O’nun emirlerine itaat eder, O’nun yasaklarına uyar, ibadeti yalnızca O’na yaparsa hem kulluğunun gereğini yapar, hem de şükür borcunu yerine getirir. İnsan zaten bunu yapmak zorundadır. Cennet ise, bütün bu kulluk görevlerini yapan müttaki (Allah’tan hakkıyla korkup çekinen) kimselere Allah’ın bir ödülüdür, yaptıklarının karşılığıdır. İnsan öncelikli olarak yaratılış gereği olarak Rabbine itaat emeli ve O’nun rızasını kazanmaya çalışmalı, verilen ni’metlere şükretmeye gayret göstermeli. Bütün bunları yaparken de hedefi bu ‘mükafat yurdunu ve oradaki nimetleri’ kazanmak olmalıdır. Öyleyse bir müslümanın ‘Cennet’i kazanmak için gayret göstermesi, bu amaçla ibadet yapması, bu sonuca kavuşmak için Allah’a itaat etmesi yanlış bir şey değildir. Çünkü Allah (cc) itaat eden kullarına Cennet gibi bir mükâfatı söz veriyor. [3] [1] Nisa: 4/124; Hûd: 11/23; Ğafir: 40/40; Tevbe: 9/72; İbrahim: 14/23. vd. [2] Müslim, Cennet: 2, Hadis no: 2824, 1/4/2174; Buharí, Bed’ü’l Halk: 8, 4/143, Tefsir: 32, 6/145; Tirmizí, Tefsir: 33, Hadis no: 3197. 5/346. [3] Hüseyin K. Ece, İslam’ın Temel Kavramları, Beyan Yayınları: 107-108.
Konular
- 2023 Şevval Oruçları Ne Zaman Bitiyor?
- İslamda birlik Ve Beraberlik
- Adağımı Kesmem Gerekir mi?
- Ramazan Aynda Fitre Nasıl verilir?
- Göbek Bağı Gömülmeli midir?
- Habil İle Kabil ve İlk Cinayet
- Zilhicce Nedir?
- 2023 Zilhicce (kurban) Oruçları Ne Zaman Başlıyor?
- Uhud Şavaşını Kaybetmenin sebepleri nelerdir?
- 2022 Kurban Bayramı Ne zaman?
- 2022 Büyükbaş ve küçükbaş Kurbanlık Fiyatları Ne Kadar?
- Veli olmadan gelin ve damat kendi kendine şahitlik yaparsa
- Kurban Kesmenin Amacı nedir?
- Zammı Sureler Nasıl Okunur?
- Arafatta Hangi Dualar Okunur?
- Doğum Yapan kadın Günahlarından Arınır Sözü Ne Kadar Doğrudur?
- İmsak Bittikten Sonra Su İçmek Orucu Bozar mı?
- Sahurda Niyet Edilmezse Oruç Kabul Olur mu?
- Sahurda İmsak Bittikten Sonra Yemek Orucu Bozar mı?
- Diş Plağı Orucu Bozar mı?
- Fitre Verirken Her Kimse İçin Ayrı Niyet Şart mıdır?
- Fitre Vermek Vacip midir?
- Fitre Verirken Niyet Etmek Şart Mıdır?
- 2 Talak Vererek Boşamada Hükümler
- Öpmek Orucu Bozar mı?
- Ezan Okunurken Yemek İçmek Caiz Midir?
- Kürtaj Olduktan Sonra Oruç Tutabilir miyim?
- Fitre Alan Kişi Fitre Namazı Kılar Mı?
- Ramazanda Yarım Kalan Hatimler Hakkında
- TV yada İnternetten Hatim Olur mu?