Safer ayı gerçekten bela ayı mıdır
Sefer ayı gerçekten bela ayı mıdır ve neler yapılmalı?Hicrî takvimde bazı ayların ve günlerin gerek içinde farz kılınan ibadetler gerekse bir kudsî tarihin unvanı olmaları hasebiyle mukaddes tanındığı biliniyor. Meselâ Recep Şaban ve Ramazan ayları nafile ve farz ibadetlerin içerisinde teşrî kılındığı üç ibâdet ayı olarak bilinir bu aylardan bilhassa Ramazan ayı ve bu ay içindeki Kadir Gecesi Kur’ân’da da ifâdesini bulur; diğer ikisi de muhtelif nafile ibâdetler için münbit birer zemin teşkil ettiği sahih hadislerde beyan edilir.
İslâmiyet öncesi Araplar arasında da Muharrem Recep Zil-Kâde ve Zil-Hicce aylarının hürmet duyulan aylardan olduğu ve bu aylarda Arapların savaş yapmaktan çekindikleri biliniyor.
Sahih kaynaklarda mübarek olduğu bildirilen diğer gün ve geceleri de burada zikretmek lâzım: Ramazan Bayramı Kurban Bayramı Arefe gün ve geceleri Kandil geceleri Cuma günleri Aşûre günü vs. gibi. Bu günlerde de gerek nafile gerek vacip gerekse farz olmak üzere değişik eda şekilleriyle muhtelif ibadetler yapılır.
Görüldüğü gibi İslâmiyette hürmet duyulan ve belli ibadetler için tahsis edilen aylar günler ve geceler bulunmakla beraber âfetler musibetler ve semavî belâlar için tahsis edilen muayyen her hangi bir zaman diliminden söz etmek mümkün değildir. Böyle bir tahsisat İslâmın ruhuna uygun değildir. Belli ayları İlâhî musibet ayı olarak ilân etmek doğru da değildir. Allah’ın irâdesini aylarla veya günlerle sınırlamak mümkün olmadığı gibi; böyle bir sınırlama çabası kulluk terbiyesine de yakışmaz.
İlâhî îkâz ve felâketler başka aylarda olmuyor mu? Kaldı ki belli aylarda İlâhî ikazların yoğunlaştığını farz etsek bile o ayların musibet ve uğursuzluk ayı olarak ilân edilmesi Resûlullah (sav) tarafından nehy edilmiştir.
Safer ayı cahiliye Arapları tarafından uğursuz ay olarak tanınıyor ve bu ayda umre yapmak büyük günahlardan sayılıyordu. Resûlullah (sav) ise Umre her zaman helâldir! buyurarak bu aya atfedilen uğursuzluk inancını kırmıştır. Ama ne yazık ki bu ayda akdedilen nikâhların uzun ömürlü olmayacağı bu ayda yapılan faaliyetlerin sonuçsuz kalacağı bu ayda başlanılan işlerin uğursuzlukla biteceği tarzındaki inançların cahiliye Araplarından beri halk arasında yer yer varlığını sürdüre gelen hurafelerden olduğunu görüyoruz.
Ebû Hüreyrenin (ra) rivâyetiyle Resûlullah (sav) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Hastalığın kendiliğinden sirâyeti yoktur; uğursuzluk ve baykuş ötüşünün olumsuz etkisi yoktur Safer ayının hayır ve şerle bir alâkası yoktur; bunlar cahiliye hurafeleridir. Cüzzamlıdan aslandan kaçtığınız gibi kaçınız!"
İslâmiyet öncesi Araplar arasında da Muharrem Recep Zil-Kâde ve Zil-Hicce aylarının hürmet duyulan aylardan olduğu ve bu aylarda Arapların savaş yapmaktan çekindikleri biliniyor.
Sahih kaynaklarda mübarek olduğu bildirilen diğer gün ve geceleri de burada zikretmek lâzım: Ramazan Bayramı Kurban Bayramı Arefe gün ve geceleri Kandil geceleri Cuma günleri Aşûre günü vs. gibi. Bu günlerde de gerek nafile gerek vacip gerekse farz olmak üzere değişik eda şekilleriyle muhtelif ibadetler yapılır.
Görüldüğü gibi İslâmiyette hürmet duyulan ve belli ibadetler için tahsis edilen aylar günler ve geceler bulunmakla beraber âfetler musibetler ve semavî belâlar için tahsis edilen muayyen her hangi bir zaman diliminden söz etmek mümkün değildir. Böyle bir tahsisat İslâmın ruhuna uygun değildir. Belli ayları İlâhî musibet ayı olarak ilân etmek doğru da değildir. Allah’ın irâdesini aylarla veya günlerle sınırlamak mümkün olmadığı gibi; böyle bir sınırlama çabası kulluk terbiyesine de yakışmaz.
İlâhî îkâz ve felâketler başka aylarda olmuyor mu? Kaldı ki belli aylarda İlâhî ikazların yoğunlaştığını farz etsek bile o ayların musibet ve uğursuzluk ayı olarak ilân edilmesi Resûlullah (sav) tarafından nehy edilmiştir.
Safer ayı cahiliye Arapları tarafından uğursuz ay olarak tanınıyor ve bu ayda umre yapmak büyük günahlardan sayılıyordu. Resûlullah (sav) ise Umre her zaman helâldir! buyurarak bu aya atfedilen uğursuzluk inancını kırmıştır. Ama ne yazık ki bu ayda akdedilen nikâhların uzun ömürlü olmayacağı bu ayda yapılan faaliyetlerin sonuçsuz kalacağı bu ayda başlanılan işlerin uğursuzlukla biteceği tarzındaki inançların cahiliye Araplarından beri halk arasında yer yer varlığını sürdüre gelen hurafelerden olduğunu görüyoruz.
Ebû Hüreyrenin (ra) rivâyetiyle Resûlullah (sav) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Hastalığın kendiliğinden sirâyeti yoktur; uğursuzluk ve baykuş ötüşünün olumsuz etkisi yoktur Safer ayının hayır ve şerle bir alâkası yoktur; bunlar cahiliye hurafeleridir. Cüzzamlıdan aslandan kaçtığınız gibi kaçınız!"
Konular
- 2023 Şevval Oruçları Ne Zaman Bitiyor?
- İslamda birlik Ve Beraberlik
- Adağımı Kesmem Gerekir mi?
- Ramazan Aynda Fitre Nasıl verilir?
- Göbek Bağı Gömülmeli midir?
- Habil İle Kabil ve İlk Cinayet
- Zilhicce Nedir?
- 2023 Zilhicce (kurban) Oruçları Ne Zaman Başlıyor?
- Uhud Şavaşını Kaybetmenin sebepleri nelerdir?
- 2022 Kurban Bayramı Ne zaman?
- 2022 Büyükbaş ve küçükbaş Kurbanlık Fiyatları Ne Kadar?
- Veli olmadan gelin ve damat kendi kendine şahitlik yaparsa
- Kurban Kesmenin Amacı nedir?
- Zammı Sureler Nasıl Okunur?
- Arafatta Hangi Dualar Okunur?
- Doğum Yapan kadın Günahlarından Arınır Sözü Ne Kadar Doğrudur?
- İmsak Bittikten Sonra Su İçmek Orucu Bozar mı?
- Sahurda Niyet Edilmezse Oruç Kabul Olur mu?
- Sahurda İmsak Bittikten Sonra Yemek Orucu Bozar mı?
- Diş Plağı Orucu Bozar mı?
- Fitre Verirken Her Kimse İçin Ayrı Niyet Şart mıdır?
- Fitre Vermek Vacip midir?
- Fitre Verirken Niyet Etmek Şart Mıdır?
- 2 Talak Vererek Boşamada Hükümler
- Öpmek Orucu Bozar mı?
- Ezan Okunurken Yemek İçmek Caiz Midir?
- Kürtaj Olduktan Sonra Oruç Tutabilir miyim?
- Fitre Alan Kişi Fitre Namazı Kılar Mı?
- Ramazanda Yarım Kalan Hatimler Hakkında
- TV yada İnternetten Hatim Olur mu?