İSLAMA GÖRE İNSANIN YARATILIŞ AMACI

islama göre insanlığın yaratılış gayesi nedir?İnsanın yaratılma amacı nedir?
Şüphesiz her şeyi yoktan va eden Rabbimiz insanı da bir "nutfe'den yaratmış ve bu yaratılışdaki gayeyi şöyle izah buyurtmuştur."Ve ma Halaktül cinne ve l-inse illa liya'büdüün" anlamı:"Ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet ve kulluk etsinler diye yarattım".Bu hadisi kutside de belirtildiği üzre insanoğlunun yaratılış gayesi Allah kulluk yapmaktır.

Cenab-ı hak başka bir ayette ise,"o ilah ki, onlardan hangisi daha güzel amel işleyecek diye ölümü ve hayatı yarattı."(mülk suresi)Bu ayeti celilede de insanın yaratılış amacının hayırlı amel işlemek olduğu belirtilmiştir.

Varolan her şeyi yoktan vareden yüce yaratıcı Rabbimiz bu yarattıkları içinde insana daha farklı bir görev vermiştir.. İnsan sorumluluk taşıyan ve kendisine irade verilmiş olan varlıktır. İnsanın varolduğu çevre ve konum kendisine verilen sorumluluk taşıyan ve iradeyi kullanabilecek şekilde dizayn edilmiştir. İmtihana tabi tutulan insanoğlunun imtihan mekanı olan dünya bu imtihana göre yaratılmış ve insanoğlunun hizmetine sunulmuştur.
Çevremize baktığımızda insan dışında yaratılan her şeyin-canlı ve cansız- varlıkların insanlığın faydasına yaratılmış olduğunu görürüz. Yine insanoğlu kendisine sunulan bu hizmetlerin(varlıkların) kullanıcısı olarak her geçen gün yeni şeyler keşfetmekte, insanlığa yine Allah’ın vermiş olduğu akıl ve zeka ile yeni hizmetler sunmaktadır. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, bütün bunlarla birlikte insanoğlu kendine verilen bu nimetler ile; insanlığın, yaşanılan dünyanın zararına da olabilecek faaliyetlerde de bulunabilmektedir.
İnsanoğluna verilen bu nimetler elbette boşuna_bu nimetleri kafasına göre hoyratça kullanması için- verilmemiştir. İnsanoğluna hizmet gayesiyle yaratılan varlıklar gibi insanoğlunun da varoluş, yaratılış gayesi elbette vardır. İşte insanın yaratılmasındaki gayeyi yüce yaratıcı Rabbimiz Kur’anı Kerim’de çok açık bir şekilde şöyle beyan ediliyor. Mealen: “Ben cinleri de, insanları da yalnızca bana ibadet etsinler diye yarattım.”(Zariyat/56)
İnsanın yaratılış gayesi olan Allah’a kulluk tüm bir hayatın ifadesi olmalıdır. Allah’a kulluk; tüm bir hayatın ifadesi olmalıdır. Allah’a kulluk, Allah’ı tek bir ilah olarak kabul edip, ona gönülden boyun eğerek itaat etmektir. Yaşamın tüm şartlarını, yaşamın amacını Allah’ın istediği doğrultuda yaşamaktır. “De ki: “Şüphesiz benim namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabbi olan Allah’ındır”(En-am/162) Allah’ın emirlerini itirazsız kaçınmaktır. Kalbinde hiç şüphe duymadan iman etmek ve imanı salih amellerle şekillendirmektir Allah’a kulluk.
Kulluk imtihan sorumuzdur. İmtihan salonumuz(mekanımız) dünyadır. İnsanı ve yaşadığı dünyayı bu imtihana göre yaratan Rabbimiz kulluğ nasıl yapacağımızı, imtihandan başarıyla çıkabilme yollarını da insanlara vahiy yoluyla öğretmiş, insanı başıboş bırakmamıştır.
“İnsan, kendi başına ve sorumsuz bırakılacağını mı sanıyor?” (Kıyamet/36)
insanı yaratarak onu kullukla imtihan eden Rabbimiz elbette onu başıboş bırakmamış, onun için seçip beğendiği din olan İslam dini ile imtihan etmektedir.
“....Bugün sizin dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’ı seçip beğendim.”(Maide/3)
ilk insan ve peygamber olan Hz. Adem’den Hz. Muhammed’e kadar tüm peygamberlere vahyedilen dinin adı İslam’dır. İnsan fıtraten de, yaşadığı mekan olarak da bu dini yaşamaya, Allah’a kulluğu yerine getirmeye müsait olarak yaratılmış ve bu gerçek, vahiyle tüm insanlığa tebliğ edilmiştir; kıyamete kadar da tüm insanlığa ulaşacaktır.