İSLAMDA KOMŞU HAKLARIYLA İLGİLİ HADİSLER

İslamın komşuluk haklarına verdiği önem hakkında hadis şerifler.Komşuluk hakkına dair hadisi şerifler
İslam dini ister müslüman olsun ister gayri müslim olsun komşuluk ve komşuluk haklarına çok büyük ehemmiyet vermiştir.Allah Rasülü Komşu haklarıyla ilgili hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:

* Uzak komşu evi uzak olan veya akrabalık ve din bağı olmayan komşudur. Yakın komşu evi yakın veya akrabalık ve din bağı olan komşu demektir. [2]



305. İbni Ömer ve Âişe radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Cebrâil bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye edip durdu. Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım.”[3]



* Komşu ev halkından sonra en fazla görülen ve birbirlerinin sesini duyacak kadar yakın olan kimselerdir. Bundan dolayı müslüman ve iyi ahlaklı olması temenni edilir. Komşuların da kendi aralarında değişik haklara sahip olanları vardır. Bir hakkı olan komşular dini ayrı olan kimselerdir. İki hak sahibi olanlar hem müslüman hem de komşuluk hakkı vardır. Üç hakkı olanlar ise müslüman, akraba ve komşu olanlardır. Dolayısıyla bu üç tabaka komşuların hepsine zarar vermeksizin iyi geçinmeli, sevinç ve kederlerine ortak olunmalıdır. [4]



306. Ebû Zer radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ey Ebû Zer! Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy ve komşularını gözet!”[5]



Müslim’in Ebû Zer’den diğer bir rivayeti şöyledir:

Dostum Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bana şöyle vasiyet etti:

“Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy. Sonra da komşularını gözden geçir ve gerekli gördüklerine güzel bir şekilde sun!”[6]



307. Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm:

– “Vallâhi imân etmiş olmaz. Vallâhi imân etmiş olmaz. Vallâhi imân etmiş olmaz” buyurdu.

Sahâbîler:

– Kim imân etmiş olmaz, yâ Resûlallah? diye sordular.

– “Yapacağı fenalıklardan komşusu güven içinde olmayan kimse!” buyurdu.[7]



Müslim’in bir rivayetine göre ise:

“Yapacağı fenalıklardan komşusu güven içinde olmayan kimse cennete giremez” buyurdu.[8]



308. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’ den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ey müslüman kadınlar! Komşu hanımlar birbiriyle hediyeleşmeyi küçümsemesin! Alıp verdikleri şey bir koyun paçası bile olsa!..”[9]



* Komşular arasında alınıp verilmesi gerekli olan her türlü şeyin veren açısından küçük görünüp verilmemesi alan açısından da yine küçük görülüp alınmaması veya çöpe atılması gibi davranışların uygun olmadığını bu hadis bize haber vermektedir. Her komşu gücü nisbetinde komşularına ikram, hediye ve yardımda bulunacaktır. Bu yardımı küçük görüp yapmamazlık etmeyecek, karşı komşular da bu ikram ve hediyeyi küçük ve değersiz görüp almamazlık veya burun kıvırma gibi hallere düşmeyecektir. Bu gün katlar, apartmanlar, siteler mutfakları birbirine simetrik nice yapılar içerisinde insanlar yiyip içmekte yaptıkları yemek, kızartma v.b. şeylerin kokusundan rahatsız ettikleri komşularına bir damla bile bir şey vermemekte hatta hastasından ve ölüsünden bile habersiz yaşamaktadırlar. Komşu hakkıyla alakalı: “Cibril komşu hakkıyla alakalı o kadar şeyler söyledi ki komşuyu komşuya varis edecek sandım.” Hadisi şerifi bugün duyulmamış ve bilinmemektedir. İslama göre komşular arası münasebetler çok yakın ve düzgün olmalıdır. Coğrafi yönden bazan da her yönde hatta akrabadan daha yakın olan komşularla akrabalık bağları gibi bağlar kesilmemeli, insani ve islami bağlar koparılmamalıdır. Ra’d: 13/21-25, Bakara: 2/27’deki ayetlerinde emredildiği gibi. [10]



309. Yine Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Hiçbiriniz duvarına ağaç çakmak isteyen komşusuna engel olmasın”

Ebû Hüreyre hadisi rivayet ettikten sonra oradakilere:

Neden bu sünneti yerine getirmekten çekiniyorsunuz? Vallahi ben bu sünneti size benimsetene kadar uğraşacağım, dedi.[11]



310. Yine Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse komşusunu rahatsız etmesin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!”[12]



311. Ebû Şüreyh el–Huzâ`î radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:

“Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse komşusuna iyilik etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!”[13]



312. Hz. Âişe radıyallahu anhâ’dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi:

– Yâ Resûlallah! İki komşum var. Hangisine hediye vereyim? diye sordum.

– “Kapısı sana daha yakın olana ver” buyurdu.[14]



313. Abdullah İbni Ömer radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Allah Teâlâ’ya göre arkadaşların hayırlısı, arkadaşına faydalı olandır. Yine Allah Teâlâ’ya göre komşuların hayırlısı, komşusuna faydalı olandır.”[15]



* Akrabalar arası müslümanlar arası ve komşular arası hediyeleşmek sevaptır. Bu hediyeyi küçük görmek ve burun kıvırmak doğru değildir. Komşusuna güvenmeyen ve onu rahatsız eden kimselerin imanları son derece zayıftır. Yoksul komşuları gözetmek gücü yeten komşuların görevidir. Hediyeleşmek komşular arasında sevgi bağı oluşturur. Komşusu aç iken diğer komşuların damak zevki araması hoş olmaz. Çorbanın suyunu artır denmesi bundandır. Ayrıca “Komşuları aç iken tok yatan bizden değildir.” Hadisi de bunu destekler.[16]



--------------------------------------------------------------------------------


[2] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 115

[3] Buhârî, Edeb 28; Müslim, Birr 140–141. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 28; İbni Mâce, Edeb 4.

[4] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 116

[5] Müslim, Birr 142. Ayrıca bk. İbni Mâce, Et`ıme 58; Tirmizî, Et`ıme 30.

[6] Müslim, Birr 143.

[7] Buhârî, Edeb 29; Müslim, Îmân 73. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 60.

[8] Müslim, Îmân 73.

[9] Buhârî, Hibe 1, Edeb 30; Müslim, Zekât 90. Ayrıca bk. Tirmizî, Velâ’ 6.

Önceden 124’de geçmişti.

[10] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 116

[11] Buhârî, Mezâlim 20, Eşribe 24; Müslim, Müsâkât 136. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Akdıye 31; Tirmizî, Ahkâm 18; İbni Mâce, Ahkâm 15.

[12] Buhârî, Nikâh 80, Edeb 31, 85, Rikak 23; Müslim, Îmân 74, 75. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Edeb 123; Tirmizî, Kıyâmet 50; İbni Mâce, Edeb 4.

Benzerleri 1512 ve 1513’de gelecektir.

[13] Müslim, Îmân 77.

316, 706, 1512’de tekrar gelecektir.

[14] Buhârî, Şüf`a 3, Hibe 16, Edeb 32.

[15] Tirmizî, Birr 28.

[16] Abdullah Parlıyan, Açıklamalı Tam Riyazu’s-Salihin Tercümesi: 117