İSLAMDA ORUÇ İBADETİNİN BİREYSEL VE TOPLUMSAL FAYDALARI

İslama göre oruç tutmanın kişiye ve topluma kazandırdıkları.Oruç tutmanın kişisel ve toplumsal faydaları nelerdir?
İslamda oruç beden ile yapılan bir ibadet olup islamın temel şartlarından biridir. islamda Oruç, kişinin belli bir vakit ve zaman diliminde yiyip içmekten ve cinsel ilşkiden uzak durması demektir.Oruç tutmanın maddi manevi bir çok faidesi vardır:
Öncelikle Oruç ibadeti, bizim Allah'la olan inancımızı güçlendirir.

Allah, kendisine övgü ve teşekkür borçlu olduğumuz yaratıcımızdır. Çünkü o, insanı özenle, değerli ve üstün varlık olarak yaratmıştır. İnsana ilgi ve yakınlık göstererek, evrendeki her şeyi onun emrine vermiştir. Allah'ın bize olan nimetleri sayamayacağımız kadar çoktur.
Oruç Allah'a olan inancımız gereği, onun hoşnutluğunu kazanmak için tutulur. Oruç ibadetini yerine getirmekle, Allah'ın bir buyruğunu yerine getirmiş olur, böylece onun sevgisi kazanırız. Allah'ın sevgisini kazanmakla da mutlu olur, onun şefkat ve merhametini kalbimizde hissederiz. Bu durum ona olan inancımız kuvvetlenmesini sağlar.

- Oruç, insanın iradesini güçlendirir.

Oruç tutan bir kimse yeme içime gibi bedensel istek ve alışkanlıklarından uzak durur. Bu durum onun iradesini güçlendirir, disiplinli bir hayat yaşamayı, davranış ve arzularını kontrol altına almayı öğretir. İyiliklere ve güzelliklere yönelmesini, kötülüklerden uzaklaşmasını sağlar.

- Oruç, zorluklara karşı dayanma gücü kazandırır.

İnsan hayatında çeşitli zorluklarla karşılaşabilir. Bu zorluklara karşı koyabilmesi için sabırlı olması gerekir. Oruç insana, açlığa, susuzluğa ve benzeri istekleri karşı koymayı alıştırarak, sabırlı olmayı öğretir. Peygamberimiz "Oruç sabrın yarısıdır"(İbni Mace) buyurarak bu gerçeği dile getirmiştir.

Oruç tutarak iradesini güçlendiren, sabretmeyi öğrenen insanlar, zorluklara karşı dayanma gücü kazanırlar. Böylece, hayatta karşılaşacakları her türlü sıkıntının üstesinden kolayca gelirler.

- Oruç davranışlarımız güzelleştirir.

Oruç tutmak bir anlamda gün boyu ibadet halinde olmak, Allah'ın huzurunda olmak demektir. Bu bilinçte oruç tutan bir kimse; söz ve davranışlarına dikkat eder. İyiliklere, güzelliklere yönelir. Kötü söz ve davranışlardan uzak durmaya özen gösterir. Böylece güzel ahlak sahibi olur. Ramazan ayı geldiği zaman toplumda suç işleme oranında genelde bir düşüşün olması bunun en güzel katıdır.

Oruç, ailemizle ve çevremizle iyi ilişkiler kurmamızı sağlar.

İnsan diğer insanlar bir arada yaşamak zorunda olan bir varlıktır. Bu nedenle her insan ailede, okulda, iş yerinde pek insanla bir arada bulunur. Birlikte aynı ortamı paylaştığımız bu insanlarla çeşitli ilişkiler kurar.

Ramazan ayı gelince toplumda bir canlılık gözlenir. Oruç tutan ailenin üyeleri birlikte sahura kalkar, birlikte iftar ederler. Komşular birbirlerini iftar yemeğine davet ederler. Topluca teravih namazı kılınır. Dini ve ahlaki sohbetler yapılır. Bütün bunlar, hem aile üyeleri arasında, hem de akraba, komşu aileler arasında iyi ilişkilerin kurulmasını sağlar.

Oruç, insanın şefkat ve merhamet duyguları artırır. Bu nedenle insan çevresindekilere karşı daha sevecen, daha saygılı, hoşgörülü ve merhametli olur. İnsanlar kin ve düşmanlıklardan uzaklaşır, dargınlar barışır. Böylece insanlar arasındaki ilişkiler, birlik, beraberlik, sevgi, saygı ile daha da kuvvetlenir.

Oruç düzenli beslenme alışkanlığı kazandırır.

Sağlık, sahip olduğumuz nimetlerin en önemlisidir Sağlığımız korumak dinimizin bir emridir. Sağlığı yerinde olan insanlar Allah'a ve diğer varlıklara karşı görevlerini yerine getirebilirler. Bu nedenle sağlığımızı dinimiz açısında bir zorunluluktur.

Beden sağlığını korumak için, düzenli beslenmeye özen göstermeliyiz. Çünkü sağlıklı, güçlü ve zinde bir vücuda sahip olmak, ancak dengeli beslenmekle mümkündür.
Oruç, yiyip ve içmemizi daha düzenli hale getirir. Böylece gelişigüzel beslenmeyi, her şeyi oburca yiyip içime alışkanlığını bırakırız. Çünkü oruçlu insan yediklerine ve içtiklerine dikkat etmek zorundadır. Bu sayede sindirim sistemi rahatlar ve dinlenir. Bütün bunlar sağlımızın korunmasına etki eder. Sevgili Peygamberimiz bir sözünde "Oruç tutunuz, sıhhat bulursunuz" ( Keşfül Hafa) buyurarak, orucun sağlık açısından önemini belirtmiştir.

Oruç insana düzenli yaşama alışkanlığı kazandırır

Düzenli yaşamak, insanın hayatını ve zamanını planlaması, programlaması, yaşantısını bu plana ve programa uygun olarak düzenlemesidir. Düzenli yaşamak, işleri planlı ve programlı yürümek başarının temel anahtarıdır. Bu nedenle düzenli yaşamanın insan açısından önemi büyüktür.

Oruç, kişiye zamanını iyi değerlendirme, disiplinli ve programlı bir hayat yaşama alışkanlığı kazandırır. Hayatımızın düzenli olmasını sağlar. Oruç ibadetinin belirli kuralları ve belirli bir zamanı vardır. Oruç, sabah imsak vaktinin girmesiyle başlar, akşam iftar vaktiyle de sona erer. Bu zaman dilimi içerisinde oruç tutan bir kimse, orucun kurallarına uygun olarak hareket etmesi, orucu bozacak davranışlardan uzak durması gerekir. İşte belirli şartlarda ve belirli vakilerde tutulan oruç insana düzenli, disiplinli ve programlı bir hayat yaşama alışkanlığı kazandırır. Böylece insanı günlük hayatında yeme, içme, uyuma ve çalışma zamanı belirli ve düzenli bir birey haline getirir.

Oruç sahip olduğumuz nimetlerin değerini bilmeyi öğretir.

İnsan, elindeki nimetlerini değerini, ancak bunlar elinden çıktıktan sonra anlar. Oruç tutmakla bir süre nimetlerden uzak kalan insan, bu nimetlerin değerini daha iyi anlar. Bu anlayış insana, onların değireni bilmeyi öğretir. Nimetleri israf etmeden yerli yerince harcar. Böylece onların şükrünü yerine getirir.
Oruç ibadetinin toplumsal yararları

Oruç ibadetinin bireysel yararlarının yanında toplumsal yararları da vardır. Ramazan ayı bir anlamda yardımlaşma ve dayanışma ayıdır.

Yardımlaşma ve dayanışma insanları birbirine yaklaştıran davranışların en önemlilerindendir. Toplumun halinde yaşayan insanların mutlaka birbirlerine ihtiyaçları vardır.

Oruç yardımlaşma ve dayanışma duygusunu geliştiren bir ibadettir. Oruç tutan varlıklı bir kimse, yoksulluğun ne olduğunu aç ve susuz kalarak daha iyi öğrenir. Bu sayede yoksulluğun sıkıntısını bizzat yaşar Yoksulların yaşadığı güçlüklerin farkına varır. Yoksullara daha çok yardım yapmayı arzular. Yapılan bu yardımlar insanlar arasında sevgi ve saygı bağlarını kuvvetlendirir. Cömertlik duygularını geliştirir.

Bunun yanında ramazan ayında kurulan iftar ve sahur sofraları, kılınan teravih namazları ve mukabele gibi dini uygulamalar toplumdaki bireyleri birbirine yakınlaştırır. Ayrıca dinimizin emrettiği mali ibadetlerden biri olan fitre bu ayda verilir. Zenginler zekâtlarını bu ayda vermeye özen gösterirler. Bu durum toplumda büyük bir yardımlaşma ve dayanışma ortamı oluşu