NEVRUZ KUTLAMALARININ İSLAMDAKİ YERİ

İslamda nevruz kutlaması varmıdır?nevruz kutlamalarının islamda yeri varmıdır?İslamda nevruz kutlamalarının hükmü nedir?

islamda nevruz kutlamalarının yeri yoktur.islam dini başka dinlerin özel günleri ve bayramlarını kutlamayı,bu günlerde tebrikleşmeyi dhi yasaklamıştır.

Esasen Nevruz bayramı, câhilî bir bayramdır. Persler (Fârisler), İslâm'dan önce bu bayramı kutladıkları gibi, hristiyanlar da bu bayramı kutluyorlardı.Müslümanların, Ramazan bayramı ile Kurban bayramının dışında kutlayacakları başka hiçbir bayramları yoktur. Bu iki bayramın dışındaki bayramlar, sonradan çıkarılmış bid'at bayramlardır ve bu bayramları kutlamak, câiz değildir.

Nitekim Enes b. Mâlik'ten -Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre o şöyle demiştir:

(( قَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الْمَدِينَةَ وَلَهُمْ يَوْمَانِ يَلْعَبُونَ فِيهِمَا، فَقَالَ: مَا هَذَانِ الْيَوْمَانِ؟ قَالُوا: كُنَّا نَلْعَبُ فِيهِمَا فِي الْجَاهِلِيَّةِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ اللَّهَ قَدْ أَبْدَلَكُمْ بِهِمَا خَيْرًا مِنْهُمَا: يَوْمَ الْأَضْحَى وَيَوْمَ الْفِطْرِ.))

"Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- (hicretten sonra Mekke'den) Medine'ye geldiklerinde, Medinelilerin (Nevruz günü ile Mehricân günü diye) eğlendikleri iki günleri vardı.

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-:

- Bu günler nedir? Diye sordu.

Medineliler:

- Biz (İslâm'dan önce), câhiliyet devrinden beri bu günlerde eğleniriz, dediler.

Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu

- Şüphesiz Allah size, o iki günün yerine daha hayırlı olan iki bayramı: Kurban bayramı ile Ramazan bayramını vermiştir." (Ebu Davud; hadis no: 1134. Nesâî; hadis no: 1556. Elbânî de; "Silsiletu'l-Ehâdîsi's-Sahîha"; hadis no: 2021'de hadisin sahih olduğunu belirtmiştir.)


Perslere ve hristiyanlara benzemek sözkonusu olduğundan dolayı Nevruz bayramını kutlamanın haram oluşu, daha çok kesinlik kazanmaktadır.

İslam alimleri Şiarı küfür olan yani kafir milletlerin alameti olan hususlarda onlara benzeyen Müslümanın büyük günah işlemiş olduğunda ittifak etmişlerdir.Kafir olup olmayacağı konusunda ihtilaf etmişlerdir.Çoğunluk alimler ise, küfrüne hükmetmiş,bazıları ise,eğer tasdiki kalp (imanı tasdiki )mevcut ise kafir olmaz fasık (günahkar)olur buyurmuşlardır.


Gayri müslimleri, nevruz vb. dini ya da özel günlerinde kutlamak fıkıh kitaplarında net olarak yer alan hüküm, gayri müslimlerin bayramlarında, o günlere “tazim maksadıyla” yapılan işlerin (hediye verme-alma, tebrik etme vs.) küfür olduğudur.

Kafirlerin bayramı kutlamaya icabet etmek:

Öte yandan kafirlerin bu münasebetle biz müslümanları tebrik etmeleri durumunda onlara icabet edilmez. Çünkü bu, ne bizim bir bayramımızdır, ne de Allah’ın razı olduğu bir şeydir. Nitekim Allah (c.c.) Ali imran süresinde:

وَمَنْ يَبْتَغِ غَيْرَ الْإِسْلَامِ دِينًا فَلَنْ يُقْبَلَ مِنْهُ وَهُوَ فِي الْآخِرَةِ مِنَ الْخَاسِرِينَ

“Kim İslam’dan başka bir dine yönelirse, bilsin ki onunki kabul edilmeyecektir. Ve o, ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.” (Âli İmrân, 85) buyurmaktadır. Dolayısıyla bir müslümanın onların yılbaşı tebriğine mukabelede bulunup “senin de” demesi de haramdır. Zira bu icabet, onların noeline iştirak etmek, ortak olmak anlamını barındırır. Ve bu iştirak da bir tür onlara karşı muhabbeti ifade eder ki bu bizzat Allah (c.c.) tarafından Mümtehine süresinde yasaklanmıştır:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا عَدُوِّي وَعَدُوَّكُمْ أَوْلِيَاءَ تُلْقُونَ إِلَيْهِمْ بِالْمَوَدَّةِ وَقَدْ كَفَرُوا بِمَا جَاءَكُمْ مِنَ الْحَقِّ يُخْرِجُونَ الرَّسُولَ وَإِيَّاكُمْ أَنْ تُؤْمِنُوا بِاللَّهِ رَبِّكُمْ

“Benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin. Onlar, size gelen gerçeği inkar etmişken, onlara sevgi gösteriyorsunuz; oysa onlar, Rabbiniz olan Allah’a inandığınızdan ötürü sizi ve Peygamberi yurdunuzdan çıkarıyorlar.” (Mumtehine, 1)


Kafirlere mahsus bir eylemde bulunmak

Keza bir müslümanın, kafirlerin bu tür bayramları münasebetiyle onlara teşebbühü, benzemeyi ifade edecek, hediye alıp-vermek; tatlı, yemek dağıtmak; iş yerlerini tatil etmek gibi her türlü davranış sergilemesi de haramdır. Nitekim Efendimiz (s.a.v.):



مَنْ تَشَبَّهَ بِقَوْمٍ فَهُوَ مِنْهُمْ

“Her kim bir kavme benzemeye çaılışırsa o da onlardandır”[3], bir diğer hadisi şerifte ise:



لَتَتَّبِعُنَّ سَنَنَ مَنْ قَبْلَكُمْ شِبْرًا بِشِبْرٍ وَذِرَاعًا بِذِرَاعٍ حَتَّى لَوْ سَلَكُوا جُحْرَ ضَبٍّ لَسَلَكْتُمُوهُ

“Karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yollarına uyacaksınız. Hatta onlar bir keler deliğinden girse, siz de gireceksiniz” buyurmuş, Sahabe-i Kiramın “(Bizden öncekilerden maksat) Yahudiler ve Hristiyanlar mı ey Allah’ın Resulü?” tarzındaki sorusu üzerine “Onlar değilse ya kim?”[4] diyerek ve kafirlere benzemeyi kesin bir dille yasaklamıştır.


İmam-ı Rabbanî hazretleri de bu meyanda şöyle demektedir: “Hinduların bayram günlerine ateşe tapınanların Nevruz günlerine ve Hristiyanların Noel gecelerine ve diğer paskalyalarına] hürmet etmek ve o zamanlarda, onların âdetlerini, onlar gibi yapmak, şirk olur. Küfre sebep olur. Kâfirlerin bayramlarında, Müslümanların cahilleri, kâfirlerin yaptıklarını yapıyor ve bu günleri, Müslüman bayramı zannediyor ve kâfirler gibi, birbirlerine hediye gönderiyorlar. Eşyalarını, sofralarını kâfirlerin yaptığı gibi, süslüyorlar. O geceleri, başka gecelerden ayırt ediyorlar. Bunlar hep şirktir, kâfirliktir”. (Mektubat- Rabbani 3/41