RAMAZAN AYININ FAZİLETLERİ ve ÖNEMİ

İslamda Ramazan ayının önemi ve fazileti.Ramazanı şerifin faziletleri nelerdir?Ramazan ne anlama gelir?Ramazan ayında hangi ibadetler yapılır?
Allah katında ayların adedi 12 dir.Ramazanı Şerif ayıda bu kameri aylardan olup evveli rahmet,ortası mağfiret sonu cehennemden azattır.Müslümanlar için bir senelik günahlarından tevbe etmek suretiyle bulunmaz bir kurtuluş ayıdır.Bu ayın en büyük özelliği oruç ayı olmasıdır.Ayrıca bu ay içerisinde bin aydan hayırlıdır buyrulan ve kuranı Kerimin yeryüzüne indirilmeye başlandığı kadir gecesi bulunmaktadır.bunun yanı sıra bu ayın hususiyetlerinden biride cemaatla kılınan teravih namazı ve zekat ve sadaka-i fıtra verilmesidir.

Ayet Meali: Ramazan ayı (öyle bir ay)dır ki, Kur’an onda (bulunan Kadir Gecesi’nde Levh-i Mafhuz’dan dünya semasına) indirilmiştir. (O Kur’an), insanlara (sebebi) hidayettir, doğru yolun ve Hak ile batılı ayırt eden hükümlerin nice açık delilleridir. İçinizden kim Ay’a erişirse orucunu tutsun. Kim de hasta olur, yahut bir sefer üzerinde bulunursa başka günlerde, oruç tutamadığı günler sayısınca (orucunu kaza etsin). Allah size kolaylık diler, güçlük istemez. (bu kolaylık dilemesi) o sayıyı (kaza borcunuzu) ikmal etmeniz, Allah’ı büyük tanımanız içindir. Olur ki şükür edersiniz. (El- Bakara- 185)



Cahiliyye devrinde ismi Natig idi. İslâm’da ise bir çok ismi vardır. Ümmetin ayı Kur’an ayı ve kurtuluş ayı...



Ramazan diye isimlendirilmesi; oruçluların ciğerleri açlık ve susuzluktan yandığı için (1) yahut oruç sebebiyle günahlar yandığı (yok olduğu) için veya güneşin kumaları kızdırdığı günlere denk geldiği içindir. Şöyle ki: Araplar ayların eski isimlerini o aylarda meydana gelen bazı hâdiselerle değiştirdiler. Bu ayın isim değişikliği, güneşin çok sıcak olduğu vakte isabet ettiği için Ramazan diye isimlendirdiler.



Ramazan, Cenabı Hakkın isimlerinden bir isimdir. Onun için “Ramazan geldi” demeyiniz “Ramazan ayı geldi” deyiniz diye rivayet edilmiştir. Bazı âlimler ramazan denilmesini menetmişlerdir. Ancak doğru olana böyle söylemek de sahihtir, evla olan ise ramazan ayı veya Ramazan-ı Şerif demektir


Senenin tamamı öldürücü zehir, Ramazan-ı Şerif onun panzehiridir. Konuşma öldürücü zehir, Allah’ı zikir onun panzehiridir. Dünya öldürücü zehir, züht onun panzehiridir. Mal öldürücü zehir, zekât onun panzehiridir. (Galiyet-ul-MevaizSaid İbni Müseyyib’in

Selman-ı Farisi(r.a) dan naklen rivayet ettiği bir hadisi şerif, Ramazan ayında yapılacak hayırlı işleri şöyle açıklamaktadır:



Rasülullah (s.a.v) Şaban ayının son gününde bir hitabede bulunarak şöyle konuştu: “Ey insanlar! Büyük (ve) mübarek bir ay, sizi gölgelemiş bulunuyor. Öyle (feyizli) bir ay ki, içinde bin aydan hayırlı bir gece bulunmaktadır. Öyle bir ay ki, Allah, onu orucunu farz; gecesin(in teravihin)e kalkmayı nafile (ibadet) kıldı. Kim hayırdan bir haslet ile (rıza-i ilâhiye) yaklaşacak olursa, diğer ayda bir farzı eda etmiş gibi olur. Kim o (ay) da bir farzı eda ederse, başka bir ayda yetmiş fariza eda etmiş gibi olur. O, (ibadete) sabır (ve sebat gösterme) ayıdır. Sabrın sevabı ise Cennettir. O, ihsan ayıdır. O, öyle bir aydır ki, içinde müminin rızkı arttırılır. Kim o ayda bir oruçluya iftar ettirirse, günahları için mağfiret ve ateşten kurtulması (nın vesilesi) olur. O (ziyafeti verdiği) kişinin ecrinden hiçbir şey noksanlaşmaksızın sevabın bir misli de kendisine (verilmiş) olur.”



Ashap:

“Ey Allah’ın Rasülü! Hepimiz iftar (ziyafeti verecek) şeyi bulamıyoruz.” Dediler .



Rasül-ü Ekrem:

- Allah, bu sevabı, bir tek hurma ile veya bir yudum su ile veya süt tattırmakla da bir oruçluya ihsan eder. Kim bir oruçluya su ikram ederse Allah, ona benim havzımdan su içirir de, Cennete girinceye kadar susamaz. Bu ayın evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ateş-i cehennemden kurtulma (imkanları içinde toplanmış bulunmakta)dır. Kim bu ayda hizmetçisinden (işi) hafifletecek olursa, Allah da onu yargılar ve ateşten azat eder.

O (ay) da 4 hasleti çoğaltınız. İki haslet ile, Rabb’inizi hoşnut edersiniz; diğer iki haslete gelince; ondan müstağni kalamazsınız. Rabb’inizi hoşnut edeceğiniz iki haslet: Allah’tan başka hiçbir ilâhın bulunmadığına şahitlik etmendir ve bir de ondan mağfiret dilemendir. Sizin müstağni kalamayacağınız iki haslete gelince: Allah’tan Cennet istemeniz ve ateşten O’na sığınmanızdır. (Mealim-it-Tenzil)



RAMAZAN-I ŞERİF’İN SAYILMAYACAK KADAR FAZİLETLERİ VARDIR.

Hadis-i Şerif: Benden önce hiç bir peygambere verilmeyen beş şey Ramazan_ı Şerifte benim ümmetime verilmiştir:

1. Ramazan-ı Şerif’in ilk gecesi Allah-ü Tealâ ümmetime (rahmet nazarıyla) bakar. Kime Hz. Allah bakarsa ona ebediyen azap etmez.

2. İftar vaktinde onların ağız kokusu Allah katında miskten daha güzeldir.

3. Her gece ve gündüz melekler onlar için istiğfar ederler.

4. Allah-ü Tealâ cennete: “Ümmet-i Muhammed için hazırlan ve süslen”. Diye emreder. “Çünkü onlar dünya yorgunluğundan burada istirahat edecekler”. Buyurur.

5. Çalışanlar işlerini bitirince ücretlerini aldıkları gibi Ramazan-ı Şerif’in son günü hepsi mağfiret olunurlar.

Ramazan veya diğer ayların hilâlini gören kimsenin: “Allah’ım! Bu ayı bize bereket, iman İslâm ve selametle kıl. Benim ve senin Rabb’in Allah tır” diye dua etmesi müstehabdır.

Tirmizi Hz. Talha’dan, Peygamberimizin böyle söylediğini rivayet etmiştir.



Hz. Ali Bin Ebi Talip(r.a)’dan, Peygamberimiz :



- Ya Ali! Hilâli gördüğün zaman, üç defa: “Allah-ü Ekber” De .Sonra: Beni ve seni yaratan, senin menzillerini (yörüngelerini) tayin eden, seni âlemlere bir ayet (ibret alameti) kılan Allah’a hamd olsun.” De. “Eğer böyle söylersen; Allah-ü Tealâ seninle, meleklerine karşı iftihar eder ve: “Ey meleklerim! Şahit olun! Bu kulumu cehennemden azat ettim”. Buyurur.



- Ey Ramazan ayının Rabb’i olan Allah’ım! Ramazan’ı Şerife bizi emniyet, iman, selamet, islâm, hastalıktan sıhhat, namazdan başka diğer meşguliyetlerden boş olduğumuz hâlde kavuştur. Ey rüşd ve hayır hilâli. diye söylenir.Arapçası:Hilalü hayrin ve ruşdin Amentü Billahillezi halagake Velhamdülillahi rabbil alemin


Hadis-i Şerif: (İbni Abbas (r.a)’ dan): Ramazan-ı Şerif ayının ilk gecesi, Arş’ın altından bir rüzgar eser. Ona; “Müsire” denilir. Cennet ağaçlarının yaprakları ve kapılarının halkaları hareket eder.

İşitenlerin kendisinden daha güzelini işitmediği bir ses duyulur. Huriler cennetin şerefeleri üzerine çıkıp: “Allah-ü Tealâ’ dan bizi isteyen yok mu? Bizi ona versin.” Derler. Sonra, “Ya Rıdvan! Bu gece hangi gecedir?” Diye sorarlar. Rıdvan: “Ey huriler! Bu gece Ramazan-ı Şerif’in ilk gecesidir.” Der. (Mev’iza Kitaplarından)



RİVAYET:RAMAZANI ŞERİFİN ŞEFAATI.

Ramazan-ı Şerif kıyamet günü en güzel bir surette gelip Allah-ü Tealâ’nın huzurunda secde eder. Hz. Allah:

“İsteğini söyle! Senin kıymetini bilen, hakkını ödeyenin elinden tut.” Buyurur. Ramazan-ı Şerif kıymetini bilenlerin elinden tutar, onlara vakar tacı giydirilir ve onlara şefaatçi olur, ve kendisine 1000 huri verilir. Sonra Burak’a bindirilip; ne istiyorsun? Denilir. Ramazanı Şerif : “Firdevs cennetlerinde Habib’inin civarına inmesini istiyorum” Der. Ona Firdevs cennetlerinden her birinde bir milyon köşk bulunan, kırmızı yakut ve yeşil zebercedden inşa edilmiş 100 bin şehir verilir. Bunun delili. “Yalnız sabredenlere mükafatları hesapsız ödenecektir.” Ayet-i kerimesidir.(Ez- Zümer-10) ( Zühret-ür Riyaz).





- Hadis-i Şerif: (Ebu Hureyre (ra)’dan) Peygamberimiz:

- Ramazan ayı geldiği zaman, Şeytanlar zincirlere bağlanır, cehennem kapıları kapatılır, hiçbir kapısı açılmaz. Cennet kapıları açılır, hiç biri kapatılmaz. Bir münadi şöyle seslenir: Ey hayır yapmak isteyen! Haydi başla ve ey kötülük yapmak isteyen! Vazgeç! Allah-ü Tealâ’nın cehennemden azat ettiği kimseler vardır. Bu seslenme her gece devam eder. (Etterğib Vetterhib c.2.s.97) (6)



Bazı sapıklar: “Şeytanlar bağlanıyorsa o zaman kullar niçin Ramazan ayında isyan ediyorlar?” Diyorlar.



Cevaben deriz ki: “Bağlananlar şeytanların reisleri ve azgın olanlarıdır. İnsanları günaha sokan diğer şeytanlardır. Kaldı ki insan şeytanları da bu hususta kâfidir. Onlardan kurtuluş, halveti (yalnızlığı) tercih etmek, zikir ve Kur’an okumakla meşgul olmak, devamlı sükût (7) etmekle mümkündür. Dil insanı helâk eden en kuvvetli sebeplerdendir.

İmam Şibli: “Ramazan hilâli görülünce Mülk Suresi’ni okumak müstehab olur. Bu hususta tavsiye vardır ve bu süre kurtarıcıdır.” diyor.



Bu sûrenin okunmasının hikmeti: Sûre 30 ayettir. Ramazan-ı Şerif te 30 gündür. Umulur ki Allah-ü Tealâ hilâli görünce Mülk Sûresi’ni okuyan kimseyi her türlü sıkıntıdan kurtarır ve bir ay zarfınca muhafaza eder.



Ramazan ayı büyük ve mübarek bir aydır, bereket ve mağfiret ayıdır. Büyük günahlardan kaçınmak şartı ile bir Ramazan diğer Ramazana kadar, hac diğer hacca kadar, Cuma diğer Cuma’ya kadar, namaz diğer namaza kadar olan küçük günahlara kefarettir.



Hadis-i Şerif: Benim ümmetim Ramazan ayında olanları bilselerdi; senenin tamamının Ramazan olmasını isterlerdi. Çünkü bu ayda dualar müstecab, sadakalar makbul, haseneler(in ecri) kat kat ve onlardan azap uzaklaştırılır. Onun için semavat ve arz Ramazan ayı çıktığı için ağlarlar(8)



Şu ne güzel sözdür.

Kulağımda koruma, gözümde yumma, dilimde sükût olmazsa, o zaman oruçtan benim nasibim ancak açlık ve susuzluktur. Her ne kadar bugün oruç tuttum desem de; gerçekte oruç tutmuş sayılmam.



Hadis-i Şerif: Enes(ra)’dan: Allah-ü Tealâ, Ramazan-ı Şerif’in ilk gününün sabahı bağışlamadık kimse bırakmaz.



Hadisi Şerif: İbni Mes’ud (ra)’dan: Kim Ramazan’dan bir gün oruç tutarsa; annesinden doğduğu gün gibi günahlarından kurtulur. Ay çıktığında hayatta olursa; seneye kadar bir hata yazılmaz.



Hadis-i Şerif: “Ramazan gecelerinde kıyamı, yani Teravihi sünnet kıldım.”



Bu Hadis-i Şerife göre, teravih namazı kılmak kadın olsun erkek olsun her Müslüman’a sünnet-i müekkededir ve Hulefa-i Raşidin bu namazı devamlı kılmışlardır. (9)



Ramazan-ı Şerif’te teravih, Allah-ü Tealâ’nın rızasına yaklaşma yollarının en büyüklerindendir.(10)



Teravih (istirahatler) diye isimlendirilmesi; her iki selâmdan sonra istirahat edilir.Her dört rekâta bir terviha denilir böylece 5 terviha olur.



Hadis-i Şerif: Ebu Hureyre (ra)’dan. Kim (Allah’ın vaat ettiği sevaba) inanarak ve (Allah’ın rızasını) isteyerek ramazanda kaim olursa; geçmiş günahları bağışlanır. (Ramuz- ul-Ehadis c.2. s.436)



Peygamber Efendimiz teravih namazı kılmış, fakat bazı kereler terk etmiştir.



Efendimiz mescidin bir kenarında Kadir Gecesini ihya için kendisine bir odacık yapmışlardı. Bir gece oradan çıkıp mescidde itikâf yapan müminlerle imam olarak teravih namazını cemaatle eda ettiler. Bunu duyan bazı ashap ertesi gece evlerine gitmediler. Efendimiz onlara imam olup teravih namazını kıldırdılar. Üçüncü gece yatsıdan sonra kimse evine gitmedi. Peygamberimizi beklediler. Gecenin üçte ikisi geçince, bazıları Rasülullah Efendimizi uyudu zannedip odacığın önünde öksürdüler. Efendimiz uyumamışlardı. Hücreden çıkıp: “Bugün size teravih kıldırmayacağım, çünkü farz olmasından korkuyorum”. Buyurdular. Ashab-ı Kiram dağılıp evlerinde tek başlarına kıldılar. Hz. Ebu Bekir devrinde de aynen devam edildi.



Hz. Ömer halife olunca, yatsıdan sonra Mescidi kandillerle süsleyip Übey İbni Ka’b(r.a)’ı imam tayin etti ve teravihi cemaatle kıldırdı.

H.z. Ali (kerremallahü vechehü), Kûfe’de Ramazan-ı Şerif’te bir gece mescidleri gezerken insanları ibadet halinde görünce :“Ömer (r.a) kandillerle mescitdleri aydınlattığı gibi; Allah (cc). O’nun kabrini aydınlatsın.” Diye dua etti.