İSLAMDA ORUÇ NEDİR?

islama göre orucun anlamı?islamda oruç ne ifade eder?Oruç ne için tutulur?
İslam dininde oruç, akıllı,baliğ (ergen) her müslüman erkek ve kadına senede 1 ay (ramazan ayında)farzı ayındır.yani bütün müslümanların yalnızca kendilerinin yapmasıyla yükümlülüğü kalkan farzdır.Aynı zamanda İslâm'ın beş temel esasından biridir.Oruç hakkında Kur'an-ı Kerimde Şöyle buyrulmaktadır:

"İçinizden kim o aya erişirse orucunu tutsun.” Kim şehirde veya köylerde mukim olursa ve ramazan ayı girerse orucunu tutsun. Kim de seferi olursa oruç tutmaması mubah olur.



O aya erişen, akıllı, buluğa ermiş, sağlıklı kimselere oruç farzdır, çocuk ve deli mukim olarak o aya erişirlerse de kendilerine oruç farz olmaz.





O aya erişirse, demek; hilâli görürse demektir. Çünkü Efendimiz:

Hadis-i Şerif: “Hilâli görüp oruç tutun, hilâli görüp bayram yapınız.”(3) Buyuruyorlar. (Müslim) (c.3.5.124)



“Kim de hasta olur yahut bir sefer üzerinde bulunursa, başka günlerde, oruç tutamadığı günler sayısınca (orucunu kaza etsin).

Hasta olanlar mukimde olsa, seferi olanlar sıhhatli de olsa, oruç tutmayıp sonra kaza edebilirler.



“Allah size kolaylık diler.” Onun için hasta veya yolcuya oruç tutmamayı, mubah kılmıştır. Çünkü Hz. Allah, dinde bir güçlük kılmamıştır.



“Güçlük istemez.” Size olan engin merhameti ve şefkati sebebiyle hasta ve seferi olanlara oruçla meşakkat vermeyi istemez.

Tirmizi’den:
Yüsr (kolaylık) cennetin ismidir. Çünkü bütün kolaylıklar oradadır.
Usr (güçlük) cehennemin ismidir. Çünkü bütün güçlükler oradadır.(4)

O zaman mânâ Allah-ü Tealâ sizin oruç sebebiyle cennete girmenizi ister, cehenneme girmenizi istemez.



Oruç emriyle murat, müminler için dünya ve ahiret zorluğunu değil, kolaylığını temindir. Dünya kolaylığı, (ruhen) melekiyyete yükselip marifete ulaşmaktadır. Dünya zorluğu ise, Beşeriyet ve hayvaniyet sıfatında kalmaktır.

Ahiret kolaylığı: Cennet, yakınlık, Allah’a kavuşmak ve cemalini görmektir. Ahiret zorluğu ise; Cehennem, cehennem azabı ve derekeleridir.

Buna mânâ Allah-ü Tealâ, zorlukla beraber olan kolaylığı diler, oruç emrine uyarken o andaki zorluğa değil, sonra gelen kolaylığa bakın, çünkü akıllı kimse ilâcın acılığına değil, sonra gelecek şifanın tatlılığına bakar da ilacın acılığına aldırmadan onu içer.

Ramazan orucu her ne kadar nefse acı ve güç gelse de, hakikatte o günah hastalıkları için şifa, isyan ve kusurlar için bir keffarettir. Onun için Ramazan-ı Şerif’e hazırlanmak ve “Ramazan-ı Şerif geldi”. Diye ferahlamak lazımdır. Zira Hadis-i Şerifte haber verildiğine göre,“Kim, Ramazan-ı Şerif başladı, diye sevinirse; Hz. Allah onu Cehenneme haram kılar.”



Peygamberimiz Ramazan-ı Şerif gelince ashabını tebrik ve tebşir ederdi. Bu mübarek ay geldiği zaman, bir kardeşi geldiği zaman ki gibi tebrik etmek kutlamak, “Allah-ü Tealâ bu ayı hepimize mübarek kılsın.” Demek meşrudur


İslamda orucun anlamı ; niyet ederek tan yerinin ağarmaya başlamasından (imsak vaktinden) itibaren güneş batıncaya kadar yememek, içmemek ve cinsel ilişkiden uzak durmak suretiyle yerine getirilen bir ibadettir. Oruç, hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır.

Oruç tutmak suretiyle Allah'ın emrini seve seve yerine getiren mü'minlerin bağışlanacağını, günahlarının affedileceğini müjdeleyen Peygamberimiz şöyle buyuruyor: "Bir kimse inanarak ve mükâfatını umarak Ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır."

Oruç, bütün dinlerde (inanç sistemlerinde) meşru kılınmış önemli bir ibadettir. İslam, orucun diğer semavi olan ve olmayan dinlerdeki ibadet dışı boyutuna son vermiştir. İslam, orucun yalnız şekli ile yetinmeyip, onun manevi hakikatine de gereken önemi vermiştir. İslam'da oruçla birlikte yalnızca; yemek yemek, cinsi yakınlıkta bulunmak gibi eylemler yasaklanmakla kalmamış, bununla birlikte; orucun gayesini, ruhi ve ahlaki kaidelerini bozan her türlü davranış da yasaklanmıştır

Orucu kimler tutar?

Bir kimseye orucun farz olması için şu üç şartın bulunması gerekir:

1. Müslüman olmak
2. Akli dengesinin yerinde olması
3. Ergenlik çağına gelmiş bulunmak.

Bu şartları taşımayanlara oruç tutmak farz değildir. Ancak henüz ergenlik çağına girmemiş çocukları, bünyelerine zarar vermeyecek şekilde oruç tutmaya alıştırmak uygun olur.


Orucu bozan durumlar

Oruca aykırı olan bir şeyin yapılması halinde oruç bozulur. Orucu bozan bazı şeyler hem kaza, hem de keffareti gerektirir. Orucu bozan bazı şeylerden dolayı da sadece kaza gerekir.

Orucu bozup kaza ve keffareti gerektiren şeyler

1. Oruçlu olduğunu bilerek yemek ve içmek (yenilip içilen şey ister gıda, ister ilâç olsun).

2. Oruçlu olduğunu bile bile cinsel ilişkide bulunmak.

3. Karı-kocadan biri ötekine zorla cinsel ilişkide bulunduğu takdirde zorla ilişkide bulunana kaza ve keffaret, kendisine zorla ilişkide bulunulan kişiye de kaza lâzım gelir.

4. Ağzına giren yağmur, kar ve doluyu kendi isteğiyle yutmak.

5. Sigara içmek, öd ağacı veya anber ile tütsülenip dumanını içeri çekmek.

6. Buğday ve arpa tanesi yutmak.

7. Dışardan bir susam tanesi kadar bir şeyi alıp yutmak.

8. Yenmesi alışılmış olan çamur, kil ve kömür gibi şeyleri yemek. (Bazı kimseler bunları severek yerler.)

9. Az miktarda tuz yemek.

10. Karısının veya sevdiği bir kimsenin tükürüğünü yutmak. (Bundan zevk aldığı için kaza ve keffaret gerekir. Başkasının tükürüğünden iğrendiği için bundan keffaret gerekmez.)

11. Kan aldırdıktan veya sadece karısını öptükten sonra orucu bozulduğu kanaatiyle bile bile orucunu bozmak.

12. Pamuk ve kağıt gibi yenmesi mutad olmayan bir şey yutmak,

13. Bir defada çok miktarda tuz yemek,

14. Yenmesi mutad olmayan zeytin çekirdeği yemek. Yenmesi alışılmış olan çekirdeği yemek ise keffareti gerektirir.

15. Taş, toprak, demir, altın ve gümüş gibi şeyleri yutmak.

16. İçi olmayan ceviz ve badem yutmak. (Bunların içi olanları yenildiği takdirde keffaret gerekir)

17. Burnuna ilaç çekmek.

18. Ağzına aldığı boyalı iplik gibi şeylerin boyası ile rengi değişen tükürüğü yutmak.

19. Boğazına kaçan kar veya yağmuru kendi isteği olmayarak yutmak. (Kendi isteği ile yutarsa keffaret gerekir.)

20. Zorlama ile oruç bozmak.

21. Dişleri arasında nohut tanesi kadar kalan yemek kırıntısını yutmak.

22. Abdest esnasında ağzına ve burnuna su alırken kendi elinde olmayarak boğazına su kaçmak.

23. Unutarak yeyip içtikten sonra orucunun bozulduğunu zannederek yeyip içmek.

24. Ağız dolusu kusmak. (Kendi isteği ile).

25. Ağız dolusu gelen veya kendi isteğiyle getirdiği kusuntuyu mideye geri çevirmek.

26. Kendi isteği ile içine veya genzine duman çekmek. Kendi isteği ile olmazsa oruç bozulmaz. (İçeri çekilen duman sigara dumanı olursa keffaret gerekir.)

27. Güneş batmadığı halde-battı zannederek-iftar etmek.

28. İmsak vakti geçtiği halde daha vakit vardır zannederek yemek.

29. Cinsel ilişki dışında kadına dokunmak veya öpmek sonucu boşalmak.

30. Ramazan orucundan başka bir orucu bozmak. (Ramazan orucundan başka bir orucu bozmak sadece kazayı gerektirir.)

31. Ramazan orucuna niyet etmiyerek yeyip içmek. (Keffaret, niyet edilerek başlanan orucu bilerek bozmaktan lâzım gelir. Oruca niyet edilmeyerek yeyip içtiği takdirde sadece o günün orucunu kaza eder.) Ancak mazaretsiz olarak ramazan orucunu tutmamak büyük günahtır.

32. Misafir iken oruca başlayıp ikamete niyet ettikten sonra yemek.

33. Mukim iken oruca başlayıp sefer mesafesi yolculuğa niyet ederek bulunduğu yerin sınırlarını geçtikten sonra orucu bozmak. Sayılan bu şeylerden birini yapan kimsenin orucu bozulur ve bozulan orucun gününe gün kaza edilmesi gerekir. Bunlardan biri ile orucu bozulan kimse akşama kadar orucu bozacak bir şey yapmamalıdır.