ALİM-EVLİYA İLİŞKİSİ

Evliyâullahın hepsi alim midir? Alim olan her kişi evliyâullah mıdır?
Evliyâullahın hepsi mektep medresede okumuş, mürekkep yalamış değildir. Kimisi Allah-u Teâlâ tarafından yine bilgilendirilmiştir ama, mektep yoluyla değil, Allah'ın özel lütuflarıyla yetişmiştir. Nitekim Peygamber Efendimiz de hadis-i şerifinde buyuruyor ki:

(Eddebenî rabbî ve ahsene te'dîbî) "Beni Rabbim terbiye eyledi ve çok güzel yaptı terbiyemi..." Hakîkaten Peygamber Efendimiz üniversitede ve sâirede okumadı ama, en güzel şekilde Allah onu yetiştirdi.

Demek ki, netice itibariyle bilgili bir kimse yapar onu ama, bu ille mektepten diploma almak tarzında olmaz. Neticede arif olur, uyanık olur, bilgili olur, çoban da olsa... Çünkü, Allah bildirince bir çok şeyleri bilir.

Her alim evliyaullah olamaz! Kuru alim olur, zâhir alimi olur, zâhir ilmini bilir... Ezberi vardır, bilgisi vardır ama, ahlâkı, kalbi gönlü geridir. O bakımdan, evliyâullah olamaz. Bilginin çokluğu insanı evliyâ mertebesine yükseltmez. Kalbin temizliği ve sâfîliği, ibadetlerdeki ihlâsı ile insan yükselir. İhlâsı yoksa, olmaz!

Dünya için ilim öğrenmişse, mâneviyâtın bir koklamını koklayamaz. Allah rızâsı için ilim öğrenmişse, Allah alime evliyâlık yolunu da açar. Ama her alim evliya olamaz. Çoğu yanlış yollara da sapıyor. Çünkü ilim bazı kimselere de kibir verir, mütekebbir olur. O zaman, Allah'ın hiç sevmediği bir insan olur. Tamamen sapık bir insan olur. Olmadık laflar söylemeğe başlar, iyice sapıtır.

SORU: Tasavvufta bilgi kaynağı sezgilerdir. Meşhur mutasavvıflar bunu ifade ediyor. Eğer böyle ise; yâni, sezgilerle ulaşılan batınî alem, mânâ aleminin bilgisi ile Kur'an ve sünnete dayanan rivâyet ilminin çatışması ehl-i sünnet tarikatları için de geçerli midir? Geçerli değilse, ehl-i sünnet tasavvufunun kelam-fıkıh-hadis ekolünden farkı nedir?