Zorlama İle Yapılan Nikah Geçerli Olur mu?

Baskı altında ve zorla kıyılan nikahın hükmü nedir?

İslâmi hükümlere göre nikah, evlenme ehliyetine sahip ve evlenmelerinde dini açıdan bir engel bulunmayan kadın ile erkeğin (veya vekillerin) şahitler huzurunda, birbirleriyle evlenmeleri konusunda karşılıklı rızalarını ifade etmelerinden (îcap ve kabulden) ibaret bir akittir. Evlilik bir erkekle bir kadının ömür boyu birlikte yaşama, hayatın iyi ve kötü yanlarını birlikte omuzlama ilkesine dayandığı için evlenecek olanların rızasının bulunmadığı bir nikah Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelîler’e göre geçerli olmaz.

Eşlerden birisi ölüm, şiddetli dayak veya uzun süreli hapis korkusu altında evliliğe zorlansa böyle bir nikah fâsit olur. Bu konudaki dayanakları, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in, “Ümmetimden hatâ, unutma ve yapmaları için cebir ve tazyike mâruz kaldıkları şeylerin sorumluluğu kaldırılmıştır.” (İbn Mâce, Talâk, 16) hadisidir. Hanefîler ise zorlanan (mükreh) kişinin nikahını geçerli saymışlardır. Bu görüşlerini

Hz. Peygamber (s.a.s.)’in, “Üç şeyin şakası da ciddidir, ciddisi de ciddidir; nikah, talâk ve talâktan dönüş.” (Ebû Dâvûd, Talâk, 9; Tirmizî, Talâk, 9; İbn Mâce Talâk, 13) hadisine dayandırmakta, cebir ve şiddete mâruz kalanı şaka yapan kimseye benzetmektedirler (Serahsî, el-Mebsût, XXIV, 62-63; İbn Rüşd, Bidâye, III, 1437-1438).

Osmanlı Hukûk-ı Âile Kararnâmesi gerek zorla yapılan nikah ve gerekse aynı durumdaki boşanmalar konusunda Hanefîlerin görüşünü değil, diğer mezheplerin görüşlerini kabul etmiştir (Md. 57, 105). Sonuç olarak; anne ve babaların, çocuklarının ilerideki yaşantılarında mutlu bir yuva kurmaları için gayret göstermeleri doğru ve gerekli bir davranıştır.
Ancak anne-babaların evlenecek gençlerin makul isteklerine ve hür iradelerine saygı duymaları da gerekir. Çünkü nikah evlenecek kişilerin kendi hür iradeleriyle yapacakları bir sözleşmedir.