Beyaz gelinlik, bugünkü şatafatına ulaşmadan önce Antik Roma’dan itibaren Orta Asya, Çin ve Avrupa’da renk renk örnekleriyle karşımıza çıkıyor. 16. yüzyıla kadar böyle devam eden renkli gelinlik bu tarihten sonra rafa kalkıyor. 12. Louis’in eşi Anne’in beyaz giymesiyle beyaz gelinlik ekolü de evrenselleşiyor. Bugünkü modellerin örneğini giyen ilk gelin ise Kraliçe Victoria.

Ortaçağ’da duvağın uzunluğu ise gelinin statüsünün bir göstergesiydi. Gelinin duvağı ne kadar uzunsa, ailesi kral ve kraliçeye o kadar yakın anlamına geliyordu. Duvak ve gelin başı Türk kültüründe çok eskilere dayansa da beyaz gelinlik batı kökenli olarak ülkemize girmiş. 20. yüzyılın başında bu renk masumiyetin ve temizliğin sembolü olmuştur. Gelinin yüzüne atılan kırmızı örtü de bize Orta Asya’dan miras bir uygulama. Türklerin İslamiyet’e girmesiyle, kırmızı örtü Müslüman toplumlarda yayılmaya başlıyor. Yüz örtme âdeti, Yunanlılar ve Romalılar’da ise yarı saydam peçeler şeklinde uygulanmış. Asurlularda nikâhın tescili tanıkların yanında gelinin başını örtmesine bağlıydı. Kuzey Avrupa ülkelerinde de kaçırılan gelinler yüzlerini örterlerdi.(Alıntı)