Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in 11 Sünneti ve Bilimsel Faydalar

Peygamber efendimizin güzel sünnetleri ve bilimsel olarak kanıtlanan faydaları
“Sünnet- i Seniyye” Efendimiz Muhammed Mustafa Sallalahu Aleyhi Vessellem’ in hikmetlerle dolu yaşam biçimidir. Her bir sünnetimiz, yani Fahr-i Kainat’ ın Sallallahu Aleyhi Vessellem adet edindiği her bir uygulama, her bir eylem, her bir tavır, söylediği ve tavsiye ettiği her söz, her hareket biz Müslümanların fiziksel ve ruhsal sağlığını, maddi ve manevi huzurunu, aile ve toplum ilişkilerini, yaşam kalitesini, Rabbi ile kulları arasındaki rabıtayı düzenlemeyi, kuvvetlendirmeyi ve maksimize etmeyi temin eder.

Bu girizgahtan da çıkarabileceğimiz üzere dünya ve ahiret hayatımızın huzur ve mutluluğu; Efendimiz’ in Sallallahu Aleyhi Vessellem -sayısız- hikmetli ve bir o kadar da kıymetli olan sünnetlerini asla terk etmemekten geçer sevgili kardeşlerimiz. Efendimizin Aleyhisselatu Vesselam veda hutbesinde “Size iki şey bırakıyorum. Biri Kuran diğeri de sünnetimdir” buyurmasıyla itikatta mezhebimiz “Ehl-i Sünnet Vel Cemaat ” adını almıştır. Buda demek oluyor ki; Kuran ve Sünnet bize Allah Resulünün emanetidir. O halde ümmet olarak kutsal emanetlerimize sahip çıkmalı, onlara gözümüz gibi bakmalı, özel, aile ve sosyal hayatımızda uygulamaya özen göstermeliyiz.
Ancak üzülerek söylemeliyiz ki, ahir zaman Müslümanları olarak sünnetlerimizin kadri kıymetini yeterince bilmiyor, emanetlerimize hak ettikleri özeni göstermiyor ve ayniyle hayatımıza tatbik etmiyoruz.
Japonya’ nın bile; şirket çalışanları ve işçilerden daha iyi randıman alabilmek adına Efendimiz’ in Sallallahu Aleyhi Vessellem 1400 sene evvel haber verdiği ve bizlere tavsiye ettiği “Kaylule” yi keşfetmiş olması, çoğumuzun hayatımızda bir kere dahi yaptırmadığı ancak Efendimiz’ in Aleyhisselatu Vesselam ümmetine şifa olması için sık sık yaptırmasını tavsiye ettiği “Hacamat” ın da Avrupa’ da doğal bir tedavi yöntemi olarak hızla yayılmaya başlaması “Ümmet olarak ne kadar şuurluyuz? ” “Ehli Sünnet bilincimiz ne kadar yerinde?” “Sünnetlerimize ne kadar sahip çıkıyoruz?” sorularını akıllarımıza getirmelidir.
O yiyeceklerin ve su kaplarının üzerlerinin örtülmesini tavsiye ederdi. O ayakkabıyı giymeden evvel ters çevirip kontrol edilmesini tavsiye ederdi. O acıkmadan sofraya oturmamayı ve doymadan kalkmayı tavsiye ederdi. O ne tavsiye ederse; ümmetinin sağlığı, afiyeti, huzuru, mutluluğu için tavsiye ederdi. Bir de o, güzel ahlakı tavsiye ederdi. Çünkü o güzel ahlakın ta kendisiydi.

Gaybı Allah’ ın Azze Ve Celle bildirmesiyle bilen ve tüm ilmini yine Allah’ dan SuphanAllahu Teala alan, dolayısıyla yanılma payı olmayan, yaptığı, söylediği, tavsiye ettiği her şeyde hikmet ve isabet bulunan Efendimiz’ in Aleyhisselatu Vesselam inceliklerle dolu bazı sünnetlerinin keşfedilmiş bilimsel açıklamalarını sizler için listeledik.

1.Yemeğe Tuz İle Başlamak

Yemeğe tuz ile başlanırsa beyin tarafından gönderilen bir uyarı sayesinde midede mukus sıvısı salgılanmaya başlar. Bu mukus sindirimi kolaylaştırıcı bir tabaka oluşturur ve midenin sindirime hazırlıksız yakalanmamasını ve dolayısıyla yorulmamasını sağlar. Mide ağrıları, hazımsızlık ve sindirim problemleri için soda yerine, Efendimiz’ in bu güzel sünnetini şiddetle tavsiye ediyoruz.

2.Yemeği Sol Ayağı Katlayıp Sağ Ayağı Karna Çekerek Ve Oturarak Yemek

Bu pozisyonda yemek yemek, su ile doldurulmuş balon şeklinde olan midenin çıkış kısmını kapatarak yenilen gıdanın tam sindirilmeden bağırsaklara kaçmasını önler ve midenin erken dolmasını sağlar. Çağımızın modern vebası olan “Obezite” ile mücadeleye de yine Efendimizin güzel sünneti yetişiyor.

3.Sıcak Yemeğe Üflememek Soğumasını Beklemek

Tükürükte hem mikroplar için besleyici hem de anti bakteriyel etki gösteren maddeler bulunur. Tükürükte bulunan bu anti bakteriyel maddelere rağmen besin atıkları ve epitel hücre parçaları, ağız boşluğunu mikroorganizmaların yerleşmesi için uygun ortam haline getirir. Bu da ağzın mikroplanmasına ve kirlenmesine neden olur. Yemeklere üflemek ağızdaki bu mikrop ve bakterilerin etrafa ve yemeğe saçılmasına sebep olur. Ayrıca nefesimiz, vücudumuzdan atılan karbondioksit gazından oluştuğu için, yemeklerine atık gaz karıştırmak istemeyen kardeşlerimiz bu çok faydalı sünnetimizi an itibariyle hayata geçirebilirler.

4. Yemek Arasında Su İçmek

“Su içsem yarıyor” diyen kardeşlerimiz muhtemelen suyu içmek konusunda zamanlama hatası yapıyor :) Zira yemeğin ortasında içilen su gıdaların sindirilmesine ve gerekli vitaminlerin emilmesine katkıda bulunuyor. Bu da midede doygunluk hissi oluşturarak az yemeye vesile oluyor. Bu sünnetimiz de bize hem yüz şehit sevabı veriyor, hem de fit ve sağlıklı bir Müslüman olabilmenin en kolay yolunu öğretiyor. :) “Unutulmuş bir sünnetimi meydana çıkarana yüz şehid sevabı vardır.” Hadis- i Şerif Hakim

5. Suyu Oturarak Ve Üç Yudumda İçmek


Bu şekilde içilen su, dil ve ağız bölgesinde daha fazla duraksar ve tükürük bezleri için gerekli suyun emilimini artırır. Böylece anti bakteriyel ve antioksidan etkiye sahip olan tükürüğün salgılanması artarak ağız ve diş sağlığına katkıda bulunur. Ayrıca azar azar içilen su boğulmaları da engeller sevgili kardeşlerimiz. Bembeyaz dişler kendinden emin gülüşler için bu ve bir sonraki güzel sünnetimizi derhal pratiğe dökmeli

6. Misvak Kullanmak


Diş macunları onlarca bileşenden oluşan kimyasal deterjanlardır. Diş fırçaları ise kanserojen maddeleri içeren birer plastik. Oysa misvak tamamen doğal özlerden oluşan ve ağızdaki (sadece) zararlı mikroorganizmaları bloke eden, yararlı mikroorganizmalara müdahale etmeyen, diş çürümesini engelleyen en iyi diş temizleme vasıtasıdır.

İlginç olansa tüm bunları 1400 sene evvel, hiç kimya dersi almamış olan ve hatta okuma yazma bile bilmeyen Nebiyyil Ümmi Efendimiz’ in Sallallahu Aleyhi Vessellem bilmiş ve biz ümmetine asırlar önce tavsiye etmiş olmasıdır. “Cebrail aleyhisselam, misvak kullanmayı o kadar tavsiye etti ki, misvakın farz olacağından korktum.”buyurdular. İbni Mace

7.Kerahat Vakitlerinde Uyumamak

Özellikle işrak vakti, yani güneşin doğuşunda uyuyanlarda bel ağrısı meydana gelir. Dünyanın kendi etrafındaki dönüşünden (gün ve gece oluşumu) meydana gelen çizgisel hız her enlemde farklıdır. Bu fark yer çekimini etkiler. Güneş doğarken yani kerahat vakitlerinde uyuyanlar, yatay pozisyonda olanlar yer çekiminde meydana gelen bu değişikliklerden daha fazla etkilenir ve bel ağrısı yaşarlar. Efendimiz Sallallahu Aleyhi Vessellem çok düşkün olduğu biz ümmetine kerahat vakitlerinde uyumamayı işte bu yüzden öğütlemiştir. “Sabahları uyuyan sırt ve bel ağrılarına müptela olur” Hadis-i Şerif İmam Şarani

8.Uyurken Sağ Tarafa Dönüp Yatmak


Kalbin üzerine yani sola yatıldığında, kalp sıkışır, ağrır ve rahat çalışması engellenir. Sağ tarafa doğru yatılması kardiyovasküler sistemimizin çok daha iyi çalışmasını ve kalbimizin yeni günün temposuna çok daha dingin ve kolay bir şekilde ayak uydurmasını sağlar.

9. Teheccüd Namazına Kalkmak

Kesintisiz uyunan uzun gece uykuları damarlarda vazodilatasyona neden olur. Uyku ortalarında kalkıp el yüz yıkamamız yani abdest almamız, az yorucu egzersizler yapmamız yani teheccüd namazı kılmamız vazodilatasyonu engeller ve zinde bir Müslüman olmamızı sağlar sevgili kardeşlerimiz.

10.Tuvalete Girerken Sol Ayakla Girmek
adım

Tuvalete girerken sol ayakla ilk adım atıldığında, kaygan olan zeminde ayağımızın kayması durumunda, sola göre çok daha güçlü kaslara sahip olan sağ ayağımız devreye girecek ve düşmemizi engelleyecektir. Efendimiz’ in Sallallahu Aleyhi Vessellem biz ümmetine çoook düşkün olduğunu daha önce söylemiş miydik?

“Andolsun size içinizden öyle bir peygamber geldi ki, gayet izzetli ve şereflidir. Sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir, o size çok düşkündür, müminlere gayet merhametli ve şefkatlidir” Tevbe 128
11. Banyo Yaptıktan Sonra Ayaklara Soğuk Su Dökmek
buzlu_kova

Böylelikle kan dolaşımımız hızlanıyor ve sıcak sudan dolayı genleşmiş damarlarımız içindeki kanın aktivasyonu artıyor. Yani tansiyonumuz düşmüyor ve savunma mekanizmamız güçleniyor..

Ve fayda ve hikmetlerini saymakla bitiremeyeceğimiz, buraya da sığdıramayacağımız daha nice güzel sünnetlerimiz..

Müslüman olmak dünyada da ahirette de ayrıcalıktır. Tıpkı Ahir Zaman Nebisi Hz. Muhammed’ in Sallallahu Aleyhi Vessellem ümmeti olmak gibi. Bu sebeple sünnet ehli bir Müslüman olma ayrıcalığını nimet ve bu nimetin de kıymetini bilmeliyiz sevgili kardeşlerimiz.
Eğer aile ve toplum huzurunu, mutluluğunu, bereketini yaşamak istiyorsak, dünyada ve ahirette bizleri selamete ulaştıracak olan Kuran ve sünnetlerimizden asla ayrılmamalı, Kuran ahlakı ve sünnetlerimizi yaşamalı, yaşatmalı ve yaygınlaştırmalıyız.
Hayra vesile olanın hayrı yapan gibi olduğunu unutmamalıyız.
“Sünnetimi (yaşam tarzımı) yaşatan beni sevmiş olur, beni seven de cennette benimle beraberdir.” Tirmizi İlim 16