KOMŞU HAKKI

Komsunun komsu üzerinde hakkı var mıdır?
Göklerdeki yıldızlara baktığımız zaman bir ahenk göze çarpar. Gözümüzü yeryüzüne çevirdiğimiz zaman canlı ve cansız varlıkların arasında bir intizamın hüküm sürdüğü görülür.
Göklerdeki ve yeryüzündeki ahenk, her şeyin kendi vazifesini yapması ve hududunun dışına çıkmaması ile kaabil olmaktadır.
Toplu halde yaşayanların arasında huzurun tesisi için, dinimiz bir takım vazifeler emretmiş bulunmaktadır. Bunlardan birisi de komşuluk vazifeleridir. Bu vazifelerin zamanında ve tam olarak yapılması, komşular arasında sevginin devamını temin eder.
Komşu denildiği zaman akla ilk olarak evimizin civarında oturanlar gelir:
Dükkan, bağ ve bahçemizin etrafındaki mülk sahipleri de komşularımız sayılmaktadır. Evimizin dört tarafında kırk hâne sahibi bizim komşumuzdur. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde buyuruyorlar ki:
<>
Hayırlı bir komşu olabilmek için, komşularımızın bizim üzerimizdeki hakkını bilmemiz gerekir. O haklar:
Davet ederse icabet etmek, hasta olursa geçmiş olsuna gitmek, cenaze olursa hazır bulunmak,başına bir felaket gelirse teselli etmek, başsağlığı dilemek;sevineceği bir şeye sahip olduğunda tebrik etmek, yardım isterse işini görmek, borç isterse vermek, dışarıda bulunduğu zaman malını ve ırzını korumak, komşuluk haklarından bir kısmıdır.
Komşularımıza iyilik yapmada, bize olan yakınlıklarını dikkate almamız gerekir. Müslüman ve hasım olan komşu birinci derecede hak sahibidir. Sonra Müslüman komşu, daha sonra gayri müslim komşular gelir. Bunlar derece itibariyle birbirine eşit iseler, evinin kapısı en yakın olandan başlamak gerekir. Hazreti Aişe validemiz Peygamber Efendimize sormuş:
<>.Rasül-i Ekrem :
<> buyurdular.



Komşu haklarında, onlara karşı gösterilecek saygı ve vergide, zengin ve fakir ayrılmaz. Peygamber Efendimiz, mutlak, zengin ve fakiri içine alan bir ifade ile:
<> buyurmuşlardır. Komşu yoksul ise ona yardım etmek zaruri bir hal alır. <> hadisi şerifi üzerinde çok iyi düşünmek gerekir.
Resulullah Efendimiz bir hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır:

“Cebrail as. bana komşu hakkına riayeti tavsiyeden ayrılmadı.(O kadar ki) komşuyu( komşuya) varis kılacak (bir hüküm getirecek) zannetmiştim”



İzahına çalıştığımız u vazifeler, komşular arasına huzur getirir. Bunların yapılmaması da ahenkli bir yaşamayı imkansız kılar.
Muhafaza ile mükellef bulunduğu komşu haklarına tecavüz,Allah’ın kahrını üzerine çekmek olur. Fahri Kainat Efendimiz buyuruyor ki:
“Kim Allah’a ve ahiret gününe inanıyorsa komşusuna eza vermesin. Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa müsafirine ikram etsin. Kim Allah’a ve ahiret gününe iman ediyorsa hayrı söylesin veya sükut etsin.”