SADAKANIN DİNİMİZDEKİ YERİ

SADAKANIN DİNİMİZDEKİ YERİ NEDİR?
Allahü Teala insanı, yaratılmışların en şereflisi ve en merhametlisi olarak halk etmiştir. Bu meziyetlere sahip bulunan insan, halka yardımcı olmayı vazife bilir.
Allah’ın lütfuna erişmek gayesiyle,din kardeşine yardımcı olmak isteyen bir mümin zengin veya fakir herkesin iyiliğine koşar. Düşünceli bir mümin Allah’ın ihsan buyurduğu mal ve servette, fakirlerin, yetimlerin ve yoksulların bir hakkı bulunduğunu kabul eder. Merhametli bir baba, çocuklarının üzerine nasıl kanat gererse mümininde fakirleri himayede aynı his ve şefkatle hareket eder.
Sadaka, Allah’ın emirlerine sadakatin açık bir alameti ve fiili şahididir. Sadaka,malı çoğaltan ve bereketlendiren manevi bir budamadır. Sadaka dünyada fakirin, ahirette sahibinin yüzünü güldürecek bir vericidir.
Sadaka,rıza-i İlahinin tahsiline ve ebedi hayatın saadetine ulaşmanın merdivenidir. Bir insan yoksul olsa da haline göre bir hayır yapabilir. Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde buyuruyorlar ki, “Sadaka verin zira sadaka sizin ateş(cehennem) den kurtulmanız”buyrulmuştur. İnsanların hayırlısı, insanlara daha faydalı olandır. Hayırlı olan kimsenin dili ,eli ve düşüncesi hayırda olur. Peygamber efendimiz`(Sadakanın en hayırlısı,
Müslüman kişinin ilim öğrenip de sonra onu Müslümanlara öğretmesidir )
buyurmuştur.
Sadaka, malın kiridir. O çıkınca mal temizlenmiş ve bereketlenmiş olur. Sadaka kalpteki cimrilik, hırs ve tama gibi hastalıkları tedavi eder. Birçok belalara karşı sadaka,siper-i saika gibidir. Kişinin üzerine gelecek belaları defeder ve ömrü uzatır. “Sadaka(vermek), muhakkak RABBIN gazabını söndürür,kötü bir durumda ölmeyi de önler”
Allah-ü Teala kulunun yaptığı hayırdan razı olunca son nefesini kamil bir imanla teslimini ona müyesser kılar ve ahiret hayatının azabın korur. Bir hadisi şerifte buyururlar ki: “Sadaka, kabrin hararetini uzaklaştırıp söndürür. Mümin, kıyamet günü sadakanın gölgesinde (bulunacak) dır.” Resulullah efendimiz veren eli, “yüksek el” diye tavsif etmiştir. Milletini terakkiye götürecek, yoksulun yüzünü güldürecek hep bu yüce eldir.




Sadaka veren ,yaptığı iyilikle birçok fenalıkların önünü almış olur. Resulullah efendimiz bu hakikati şöyle açıklamaktadır: <> <>
Fakirin çektiğini anlayabilmek için; yoksulların arasında dolaşmalı, evlerine gitmeli ve sohbetlerinde bulunmalıdır. Böyle yapan onları yakından görmüş ve daha iyi anlamış olur.

Bir Müslüman, bu gibi yoksullara yardım elini uzatacak olursa Allah’ın lûtfu da ona ulaşır. Bir hadisi şerifte buyruluyor ki:
<>


Birçok kimseler,sağlığında kimseye bir şey vermez, ebedi hayat yolculuğu yaklaştığında, vasiyet ederek hayır yapma gayretine düşerler. Esasen hayır; can bedende,irade sende para kesende iken yapılacaktır. Resulullah efendimiz Buyuruyor ki;
“Sadakanın en faziletlisi; sen sıhhatte, mala düşkün, zenginlik emeli ve fakirlik korkusu içinde bulunurken sadaka vermendir.(can boğaza ulaşıp da) falana şunu filana bunu(verin) diyeceğin zamana kadar(hayrı) geciktirme.
Ölümden sonra rahmetle anılmayı istersen,kalplerde taht kur ;kabrine ilahi rahmetin inip durmasını arzu edersen, çeşmeler ve köprüler yap. Kabrin azabından, ahiretin ateşinden korunmak dilersen yoksulları gözet,çıplakları giydir ve yetimleri doyur.